• İstanbul 13 °C
  • Ankara 12 °C

Erbay Kücet: Siyasetin Mizahla İmtihanı

Erbay Kücet: Siyasetin Mizahla İmtihanı
Her yaştan herkesin ister istemez bir şekilde içinde bulunduğu mizah kökeni bakımından da oldukça eski bir tarihe sahiptir.

Eğlendiren, güldüren, hoşça vakit geçirmemizi sağlayan aynı zamanda da güçlü bir eleştiri silahı olan mizah, insanların dönemler boyunca yöneticilerini; sosyal hayatın aksayan, göze çarpan yönlerini; beğenmedikleri kişi ve olayları eleştirme ihtiyacını gidermek için kullandıkları yöntemlerden biridir. Dile getirilmek istenen, açıkça ifade edilemeyen duygu ve düşünceler, mizah ile üstü kapalı biçimde ifade edilmiştir.

Her yaştan herkesin ister istemez bir şekilde içinde bulunduğu mizah kökeni bakımından da oldukça eski bir tarihe sahiptir. Mizahın kökeninde eğlence ve hoşgörü yer almaktadır. Yeryüzünde hemen bütün alanları içine alan mizah, eğlence ve hoşgörü boyutları ile kişilik kazanmış ve temel gelişimini sürdürebilmiştir. Mizahın içerisindeki gülme unsuru; eleştirdiği kim olursa olsun, insanların gülmeleri ve hayatı katı kurallarından arınmış olarak görmeleri sonucunu doğurması; mizahta aktarılmak istenen konunun ciddiyetini dahi mizahî bir yaklaşımla sunmasından dolayı toplumda büyük bir hoşgörü ortaya çıkartır. Bu hoşgörü sayesinde mizah, yalnızca toplumu, yönetimi, insanları eleştirmekle kalmaz toplumsal girişimlere ve kişilerin öz eleştiri yaparak kötü yönlerini düzeltmelerine yardımcı olur.

Bu topraklarda yaşayan her kültürün üzerine bir şeyler koyarak geliştirdiği mizah, insanların birbirlerini kırmadan düşüncelerine tercüman olmaya vasıta olurken siyaset ile de ilişki içerisine girmiştir. Zaman zaman dönem siyasetini desteklemiş, ancak genellikle eleştiri ve muhalefet yanlı tavrını ortaya koymuştur.  Mizahın siyasete ilişkin bu tavrı halk üzerinde kaçınılmaz olarak belirli bir etki oluşturmuş bazen de daha ileri giderek siyasetin bizzat kendisini etkilemiştir.

Geçmişten günümüze kadar bakıldığında mizahın siyasetle olan ilişkisinde iktidarı hicvetme aracı olarak kullandıklarına daha çok rastlarız.

Tam burada ‘Taşı gediğine koymak’ deyimi aklıma düşüverdi. Hani Levent Kırca’nın uzun yıllar süren skeçlerinde kullandığı ‘Tam yerine geldi manzara koyduk’ dediği türden biz de yazımızı bilimsel olarak tanımlarla değil filmsel anılara bırakıversek iyi olacak.

Bir gün Temelle Dursun otururlarken Temel Dursun'a;
- Ula uşağum ben politikaci olacağum. demis
Dursun Temel'e dönüp;
-Sen deli misun ki politikaci olacaksun.
Temel Dursun’a dönüp:
- Şart midur?

Temel politikacı oldumu olmadı mı bilemeyiz ama fıkralarda politikanın göbeğine oturdu. Tarihten bir örnekle devam ediyoruz: Akşemseddin bir gün padişah Fatih Sultan Mehmed ile konuşurken sözleri padişahı çok etkiledi. Padişah:

  • Hocam, dedi, beni de halvetinize kabul eder misiniz?

Akşemseddin:

  • Hayır, dedi, olmaz.

Padişah sordu:

  • Niçin kabul etmez misiniz?

Akşemseddin, padişaha bakarak şu cevabı verdi:

  • Halvet pek tatlıdır. Bu manevi âleme dalınca insan dünyayı unutur. Bu dünya işlerinin de düzene girmesi için sizin gibi büyük bir padişaha ihtiyaç vardır!

İsmet İnönü’den yıllar sonra politikaya atılan Erdal İnönü’ye bir gün, hiç sıcak bakmadığı siyasete yıllar sonra neden girdiğini sorarlar. Cevap müthiştir:
- Ülkemi benden daha kötüleri yönetmesin diye!

Bir seçim dönemi... SHP Genel Başkanı Erdal İnönü, Diyarbakır ve Cizre'deki mitinglerde konuştuktan sonra Siirt'te halka hitap edecektir. Ancak Cizre'de bir grup protesto gösterisi yapıp parti otobüsünü taşlayınca buradaki miting iptal edilir, hiç beklenmeden Siirt'e gelinir. Seçim gezilerinde program sarkmasına alışık Siirt il başkanı, parti otobüsünün tam zamanında geldiğini görünce biraz şaşkın, İnönü'ye teşekkür eder. Aldığı cevap:
- Sen bana değil, asıl Cizrelilere teşekkür et...

Erdal bey fanatik bir sigara düşmanıdır, parti meclisi toplantılarında dumanaltı olmaktan fena halde rahatsızdır. Bir parti meclisi toplantısında ilk sözü:
- Bundan böyle bu toplantılarımızda sigara içilmeyecek, olunca arka sıralardan bir üye;
- Bu kararınızı oylamaya sunsak efendim, diye itiraz etmeye kalkışınca cevabı aldı:
- Antidemokratik kararlarda oylama olmaz!

Babası İsmet İnönü’den bir anekdota ne dersiniz? Anadolu'da halka hitap edeceği sırada CHP'nin yerel yöneticileri:
- Aman Paşam! derlermiş. Rakip partilerin hatipleri Allah sözünü ağızlarından eksik etmezler bu yüzden çok oy alırlar. Siz de ne yapın edin konuşmanızda Allah'ın adını anın.
Konuşması bitince, yöneticiler Paşa'ya sitem ederlermiş:
- Allah kelimesini söylemediniz.
İnönü şöyle cevap verirmiş:
-Allahaısmarladık dedim ya.


Bir otobüs dolusu politikacı seçim kampanyası için TEKSAS' ta dolaşıyorlarmış. Otobüs büyük bir çiftliğin yanından geçerken, otobüs şoförün dalgınlığı yüzünden derin bir şarampole uçmuş. Çiftçi koşarak gelmiş, gece kurda kuşa yem olmasınlar diye cesetleri gömmeye başlamış. Ertesi sabah, Şerif soruşturma için çiftliğe gelmiş. Çiftçiye sormuş:

- Otobüsteki bütün politikacıları gömdün demek...Hepsi de ölüydü, eminsin değil mi? Çiftçi cevap vermiş:

- Bazıları yaşadıklarını iddia ettiler ama politikacıları bilirsiniz

Meslektaşımız edebiyat öğretmeni, şair, yazar Arif Nihat Asya, bir dönem politika ile  ilgilenmiş. 1950 seçimlerinde Demokrat Parti'nin Adana listesinden aday olmuş. Adaylığı kesinleştikten sonra bazı dostları:
-Sen, CHP'nin Adana'dan Kasım Gülek, Kemal Satır, Cavit Oral gibi devlerinin karşısına hangi cesaretle çıkıyorsun. demişler.
Seçim öncesi miting alanında Konuşan Asya, sözlerine dostlarının uyarılarından ilham alarak şöyle başlamış:
- Sevgili Adanalılar! Politikaya soyunmamızdan önce bazı dostlarım bana 'Sen CHP'nin Adana'dan falan filan devlerine karşı hangi cesaretle çıkıyorsun' diye sordular. Gerçekte ise bu sözler bana cesaret verdi. Çünkü şimdiye kadar sizin karşınıza hep birtakım devler çıktı. Biraz da insan görün ben huzuruna çıkmış bulunuyorum!

Bir Anadolu gezisinde Turan Güneş'e kulbu kırık bir fincanla kahve getirmişler.
-Bunu Ankara'ya bizim partiye götürün demiş Turan Güneş.
Kahveci anlamamış.
-Ankara'ya götüreceğim de ne olacak Bey? diye sormuş.
-Buna orada mutlaka bir kulp takarlar demiş Turan Güneş. 

Bu haber toplam 989 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim