Bu derece uzun sürede hazırlanmış, geçmiş darbelere, gizli örgütlere, terör ve siyasi, eğitim- öğreti, ticari, sanayi ve sivil yapılanmaların hepsinden parçalar alınmış, bütün hücresel yapıları değiştirilmiş, bu kadar devleti destekçi olarak arkasına almış bir darbe dünyada, görülmemiş olması şöyle dursun, tasavvuru dahi mümkün değildi.
Şeytanı dahi aciz bırakabilecek bir yapı? Hiçbir masraftan kaçınılmamış.Gerekirse, eşkıyalıkla para toplamış. Aile hayatına dahi girmiş. Kimin kiminle evleneceğine, bekar kalıp hizmete devam etmesine karar vermiş. Siyonizmin 2000 yıllık gizli örgüt teşkilatlarından yararlanarak, laboratuvar çalışmalarıyla yeni ve çok daha gelişmiş hücreler oluşturulmuşlar.
Öyle hücreler, öyle tehlikeli, zehirli hücreler ki, hiç kimse farkına varamadan, sosyal hayata yerleşmiş, okullar kurmuş, ticarete, sanayie, medyaya, kısaca her yere büyük reklamlarla, adeta tantanayla girmelerine rağmen, bir kısım gruplarını da tamamen toplumdan soyutlamış. Örneğin yurtlarında kalan bazı öğrencilerinin toplumla temasını kesin olarak kesebilmiş.
Örneğin: Dindar muhitler, FETÖ okullarında okuyan öğrencilerin namazlarını mutlaka kıldıklarını zannederler. Oysa bunlardan önemli bir kısmının camide halkla beraber namaz kılmasına kesinlikle izin verilmez. Bu iki zıttı bir arada kimse farkına varmadan nasıl başarabildiler?
Siyonizm’in, Türkiye için FETÖ gibi yeni kurumları her zaman olmuştur. İttihat Terakki Fırkası bunlardan önemli biridir. Aynı şekilde darbeci partilere yol açmış, zemin hazırlamış ve tecrübe aktarmış, bu yolda çok eleman yetiştirmiştir. Siyonizm’in, “Dünya Devleti Projesi” asırlardır açığa çıkmış yürütülüyor. Birinci dünya harbinde bu projenin önemli bir yeri vardı.
Osmanlı’nın 1. Dünya savaşıyla hallinden sonra ortaya çıkan, “Büyük Ortadoğu Projesi” 2. Dünya savaşının gölgesinde, İsrail’e Filistin topraklarına uçakla inip vatan edinme fırsatını doğurmak suretiyle, Ortadoğu baştan sona bir siyasi deprem sahası haline getirilmiş oldu. Adeta beşler tarafından, istikrarsızlığa mahkûm edilme yolunda hâlâ mesafe kazanıyorlar.
Batı devletleri, bu projeye tutsak edilmiş derecede medyumluk hali yaşamaktadırlar. Gözleri başka bir şey göremiyor, Hakk-hukuk, insanlık diye olması gereken bütün kaygılardan kurtulmuş gibi Siyonizmin arkasında sanki sürükleniyorlar.
Batı’nın bu kör gidişi, FETÖ projesini hazırladı. Türkiye’den başladılar. Bu kontrollü yönetimlerin seri olarak devam edebilmesi için Türkiye’den başlatmak zarureti vardı. Aksi halde İslam dünyasında, Türk Dünyasında ve Afrika’da darbelerin seri olarak devam ettirilmesinde ciddi kesiklikler doğabilirdi. Bu da münferit darbeler gibi kısa ömürlü olmaları neticesini doğururdu.
Oysa FETÖ ile istenen hem birçok devlette darbe yapmak, hem de bu devletler arasında güdümlü bir dayanışma meydana getirerek, yönetim ve sömürüyü devamlı ve kurumsal bir duruma getirmekti.
Allah, “Olacağı oldurmak istediği zaman esbabını da halkeder.” Öyle oldu. Kahraman Milletimiz; Cumhurbaşkanımız; TBMM Başkanımız; Başbakanımız başta olmak üzere hepsi hayatlarını ortaya koyarak, meydanlara, bombaların altına koştular. Şehitler verdik, gaziler verdik. Allah’ın lütfuyla hainlerin, 40 yıllık birikimlerini, ümitlerini yerle yeksan ettik.
Dostumuz görünen, stratejik ortağımız bulunan devletlerden bu eşsiz, görülmemiş zaferimizden memnun olmayan devletler oldu. Memnun olmak şöyle dursun, bütün ümitleri sele gitmiş gibi ciddi surette rahatsız olanlardan, rahatsızlıklarını saklayamaz hale gelenler oldu. Allah, gizli hesap sahiplerinin, utanılacak hesaplarını, işte böyle açığa vurma kudretine sahiptir.
Devamı: http://www.yeniakit.com.tr/yazarlar/hasan-aksay/15-temmuz-20140.html
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.