• İstanbul 18 °C
  • Ankara 28 °C

İbrahim Eryiğit: Dünyaya Alışamayan Derviş: Cahit Çollak

İbrahim Eryiğit: Dünyaya Alışamayan Derviş: Cahit Çollak
Dünyaya Alışamayan Derviş: Cahit Çollak

Özellikle şair ve yazar dostlarım için birkaç yıl önce yazmaya başladığım beyitlerde Cahit Çollak için şöyle bir beyit yazmışım:

“Cahit Çollak derviş gönüllü bir yürek taşır

Dünyaya alışmamanın sırrına ulaşır”

 

1988 yılının eylül ayında Dergâh Yayınlarına Mustafa Kutlu’yu ziyaret etmek için gittiğimde tanışmıştık Cahit Çollak’la. O zamandan bu yana da aralıklarla da olsa gâh Bursa’da, gâh Ankara’da görüşmelerimiz ve sohbetlerimiz sürdü. En son sekiz ay önce eşimle gittiğimiz Bursa’da onun kitapevinin önündeki taburelerde oturarak çay ve (dudağının doğal bir uzantısı haline gelmiş) sigara eşliğinde sohbet etmiştik. Heyecanına sakinlik elbisesi giydirmiş bir şekilde Uludağ Yayınlarından çıkacak kitaplardan bahsetmişti. Genel olarak sanat, edebiyat ve kültür ekseninde yaptığımız sohbet oldukça keyifliydi. O günden vefat ettiği güne kadar birkaç kez telefonla görüşmüştük.

Onunla sohbet hiç bitmesin isterdi onun çekim alanına giren herkes. Çünkü sohbeti ve muhabbeti son derece içten ve doğaldı. Tam bir gönül adamıydı. İnsanları iyiye, güzele ve doğruya yöneltmek için elinden geleni yapardı. Dünyaya sahip olmaya değil, şahit olmaya gelmenin bilincindeydi hep ve yaşantısıyla da bu bilinci çok güzel ortaya koyardı ve çevresindekilere de bu minvalde tavsiyelerde bulunurdu. Dünyaya alışamayan, daha doğru bir söylemle alışmayan, alışmak istemeyen biri olarak tanıdım ben onu ilk tanıştığımızdan beri. 

8 Ocak 2017 Pazar günü sabah 11:08’de Âdem Sağlam’ın Bursanat adlı WhatsApp gurubumuzda paylaştığı şu cümleyle sarsıldım: “Kitap dostu Cahit Çollak vefat etmiş, Allah rahmet eylesin.” Ardından ölüm haberinin detayları üzerine, başta Cevat Akkanat olmak üzere, Âdem Turan, Mehmet Narlı, Mahmut Yavuz ve bir sürü arkadaşla yazışırken bir yandan da telefonla Cahit Çollak’ın çok yakın dostları olan Fatih Gökdağ ve Mehmet Doğan’la konuştuk. Bursa’ya bir an evvel gitme istişarelerinde bulunduk. Ve pazartesi günü Mehmet Doğan, Ali Birinci ve Bekir Soysal’la hızlı tren aktarmalı olarak Bursa’ya gittik. Öğlene doğru vardığımız Emir Sultan caminin avlusu ve çevresi inanılmaz kalabalıktı. Metin Önal Mengüşoğlu, İhsan Deniz, Mustafa Baki Efe başta olmak üzere uzun zamandır görüşemediğimiz dost yüreklerle karşılaşmanın coşkusu, Cahit Çollak’ın bizi istemeden terk ediş tablosuna eklendi. Öğle namazı cemaati için avluda bile yer kalmamıştı neredeyse. Cahit Çollak’ı sevenlerin çok olduğu biliniyordu ama bu denli kalabalığı hiç kimse tahmin edememiştir sanırım. Cenaze namazında ve kabre defnedilmesinde kalabalığın daha da çoğalması dikkatimi çekti. Mustafa Kutlu’nun Ya Tahammül Ya Sefer adlı hikâyesindeki Murat’ın gerçek hayattaki karşılığı olan Cahit Çollak’ı bu geçici dünyada bir daha göremeyecek olmanın hüznü okunuyordu sevenlerinin yüzünde. Gerçek bir dostu kaybetmenin acısı, bırakın onunla samimi olanları, onunla bir şekilde kısa da olsa iletişime geçen herkesin yüreğini derinden dağladığına inanıyorum.

Onun ölümüyle öksüz kalan o kadar çok şey var ki: şairler, yazarlar, gençler, ama özellikle de kitaplar…

Rabbimizin rahmetinin onun ruhunun her zerresini kuşatacağına inanıyorum.   

 

Bu haber toplam 891 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim