• İstanbul 17 °C
  • Ankara 22 °C

İbrahim Tığlı: 2019’a girerken Afrika’da sömürgecilik

İbrahim Tığlı: 2019’a girerken Afrika’da sömürgecilik
Avrupalı tarihçiler, Afrika’nın tarihini kölelikle başlattılar. Afrika’yı uzun yıllar gereksinim duydukları kölelerin geldiği yer olarak gördüler.

Antik Mısır dışındaki Afrika’yı bir medeniyet havzası, kültür zenginliğinin neşet ettiği bir yer olarak benimsemediler. Avrupa için Afrika her zaman geri olan temsiliydi. Ekonominin zayıf olduğu, insanca yaşamanın mümkün olmadığı fakat yağmalanacak, sömürge imparatorlukları kurulabilecek bir yer…
Kölelik aslında erken modern döneme ait bir uygulamadır. Afrika’nın tarihinde kölelik yoktur. Köleliğin olması için, yozlaşmanın, insan haklarını inkâr etmenin, başkasını sömürmenin kabalığı vardır. Afrika hiçbir zaman böylesi bir süreci yaşamamış aksine yaşattırılmıştır.
Bazı Avrupalılar, modern dönemde Afrika’da başlayan sömürgeciliğin olumlu bir etkisini söyleyebilecek kadar ileri gitmişlerdir. Siyasal anlamda Avrupa’nın sömürgecilik anlayışı Afrika’ya “farklı” ve “yeni” bir şey getirmemiş aksine var olan siyasal sistemleri bozmuş darmadağın etmiştir. Tanzanyalı bir siyasetçi bu durumu şu şekilde açıklar. “Beyazlar Afrika’ya geldiklerinde bizim büyük sorunlarımız yoktu, küçük sorunlarımız vardı, anlaşamadığımız durumlarda bir ağacın altında bir araya gelir o sorunumuzu konuşur, anlaşıncaya kadar kalkmazdık. Şimdi adına “demokrasi” diye bir sistemden bahsedip, bütün sorunlarımızı çözeceğinden bahsediyorlar. Oysaki bu “demokrasi” sorunlarımızı daha da büyütüyor ve çözümsüz hale getiriyor” diyordu.
Avrupa hep kendinde olanı zorla kabul ettirme yoluna gitti. İkna etme, paylaşım, seçme özgürlüklerini vermedi. Sömürgecilik yolunu kullanarak kendi tarihsel birikimini ithal etmeye çalıştı. Bireycilik, sermaye, kapitalizm, sosyalizm, yolsuzluk Afrikalının Avrupa’dan aldığı, daha doğru tabirle zorla kabul ettirildiği değerlerdi.
Bugünkü Afrika haritası, hatta başkentleri bile sömürgeciliğin Afrika’da hala nasıl devam ettiğini gösteriyor. 1884’de Alman Başbakanı Bismarck’ın çağrısı üzerine toplanan Berlin Konferansı’nda belirlenen sınırlara göre Afrika siyasal varlığını devam ettiriyor. Avrupalılar bu konferansta Afrika sorunlarını çözmekten ziyade kendi aralarındaki Afrika konusundaki uyuşmazlıkları çözmek için bir araya gelmişlerdi. Bir bakıma sömürgeciliği uluslararası hukuka taşıyarak meşrulaştırmaya çalışmışlardır.
Tanzanya, Nijerya, Sudan, Mozambik, Kongo, Gana, Nijerya, Orta Afrika Cumhuriyeti, Angola’da sınırlar bu konferansla belirlenmiştir. Bağımsızlık sonrası kurulan Afrika devletlerinin sınırları dahi bu konferansa göre belirlenmiştir. Başkentler İngilizlerin, Fransızların, Almanların, Portekizlilerin kurduğu şehirlerdir. Buradaki amaç eski olanı hatırlatmayarak kendilerinden olanı kabullendirmektir.
20. yüzyıla kadar Afrika’da Nairobi, Pretoria, Dakar, Accra, Lusaka, Addis Ababa, Mogadişu, Hartum gibi başkent olabilecek büyük şehirler yoktu. Sömürgeciler Mombasa’ya karşı Nairobi’yi kurmuşlardır. Kano’ya karşı Lagos’u, Sevakin’e karşı Port Sudan’ı, Omdurman’a karşı Hartum’u kurmuşlardır.

Devamı: http://www.gercekhayat.com.tr/yazarlar/2019a-girerken-afrikada-somurgecilik/

Bu haber toplam 858 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim