“Bu kanlı hikâyenin başlamasına sebep olan Two Pines düğün kilisesindeki olay, o zamandan beri bir efsâne oldu: Two Pines Katliamı. Gazeteler böyle demişti. Yerel televizyonlar Elpaso Düğün Kilisesi Katliamı adını vermişlerdi.”
Bu cümleler Quentin Tarantino’nun “Kill Bill: Volume 2” filminden.
Dün Teksas’daki kilise katliamı haberlere düşünce aklıma bu film geldi. Filmdeki katliamın yapıldığı kilise de Teksas’daydı. Kiliseler, birbirine çok benziyor.
….
Trump, Asya turuna çıkmadan önce Pearl Harbor'a uğrayarak 7 Aralık 1941'de Japon savaş uçaklarının düzenlediği baskın sonucu hayatını kaybeden 2400 ABD askerini andı.
Arkasından atom bombası atarak 200 bin insanı katlettikleri Japonya’ya giderek, “Hiçbir diktatör bizi hafife almamalı!” dedi.
Mesaj gayet açık: “Bize dokunan, yüz katıyla öder.”
ABD, Pearl Harbor’a ağıtlar yakan filmlerle Japonya’ya attığı atom bombasını o kadar meşrulaştırdı ki Japonlar bile ülkelerine gelip bu katliamı kınayan Obama’ya “Ama siz yaptınız” demediler. Şimdi de yavuz hırsızın ev sâhibini bastırması misâli dünyaya Japonya’da gözdağı veren Trump’ı ağırladılar.
Daha evvel bu köşede “Bat-man, Amerika’yı kurtarır mı?” diye bir yazı kaleme alarak Cristopher Nolan’ın Batman üçlemesinden bahsetmiştim. Serinin 2. filminde kötülüğü temsil eden Amerikalı terörist Joker, savaşı kaybediyor ve iyiliğin temsilcisi Batman kazanıyordu. Serinin 3. filminde ise Batman, Amerika’yı Uzakdoğulu teröristlerin nükleer bombasından kurtarıyordu.
Fakat 3. filmin galasında ortaya çıkan bir Amerikalı katliam yapıp, “Ben jokerim!” diye bağırmıştı.
Devamı: http://www.enpolitik.com/kose-yazisi/1667/kill-bill-volume-2-two-pines-katliami.html
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.