• İstanbul 12 °C
  • Ankara 12 °C

M. Şükrü Hanioğlu'ndan: Le Bon'un "ruh"u, Churchill'in oryantalizmi

M. Şükrü Hanioğlu'ndan:  Le Bon'un "ruh"u, Churchill'in oryantalizmi
Türkiye'de "millî irade"nin fetişleştirilmesine yönelik eleştiriler sıklıkla gündeme getirilmektedir. Demokrasi için varolan "gerek şart"ın "yeter şart" haline sokulması ve bir "oyokrasi"ye dönüşme endişesiyle dile getirilen bu kaygılar şüphesiz anlamlıdı

Türkiye'de "millî irade"nin fetişleştirilmesine yönelik eleştiriler sıklıkla gündeme getirilmektedir. Demokrasi için varolan "gerek şart"ın "yeter şart" haline sokulması ve bir "oyokrasi"ye dönüşme endişesiyle dile getirilen bu kaygılar şüphesiz anlamlıdır.

Buna karşılık bu yorum yapılırken söz konusu "fetişleştirme"nin tarihsel nedenlerinin bulunduğu ve onun "Beyaz Türk seçkinciliği"ne yönelik günümüze ulaşan bir tepkiyi yansıttığı unutulmamalıdır. Bu bağlamda zikredilen elitizm, ters bir etki yaratarak "millî irade"nin "demokrasi" ile eşanlamlı olduğunu savunan yaklaşımı güçlendirmektedir.

"Akademisyenler"i de içine alan seçkinci siyaset taraftarlarınca sıklıkla tekrarlanan "Hitler de seçilmişti" mugalatasıyla tahkim edilen "seçmen yanlış tercihte bulundu" yorumu basit bir "yukarıdan bakış" ve elitist toplumsal mühendislik çabası değildir. "Haso ve Memolar," "göbeğini kaşıyan adamlar," "bidon kafalılar" benzeri ifadelerle ciddî farklılıklar göstermeyen "seçmen yanlış tercih yaptı" yorumu belirgin bir "demokrasi karşıtlığı" ve "entelektüel seçkincilik temelli yönetim" arzusunu yansıtmakta, bunun da ötesinde bir "dahilî Oryantalizm"i ortaya koymaktadır. 

 

Len Bon'un "Ruh"u 

Catherine Rouvier 1986'da yayınladığı kitapta Gustave Le Bon'un temel tezlerinin ölümünden yarım asır sonra yeniden ilgi uyandırmaya başladığı tespitini yapmıştı. Bu yorum anlamlı ama Türkiye örneği değerlendirildiğinde şüphesiz eksiktir.

On dokuzuncu asır sonu ideolojisinin oluşumuna kapsamlı katkılar yapmış olan Le Bon, geç Osmanlı ve Erken Cumhuriyet dönemlerinde "dâhi sosyolog" pâyesiyle taçlandırılmıştı. İttihad ve Terakki erkânı ile Cumhuriyet kurucularını da derinden etkileyen Le Bon, "Cumhur Ruhu" adını verdiği kuramıyla modern seçkincilik yaklaşımlarına da önemli katkılarda bulunmuştu.

Le Bon "kitle"nin karar alma sürecine fazlasıyla olumsuz bir etkisinin olduğunu düşünüyordu. Onun iddiasına göre bireyler kitle içinde kendi başlarına verebilecek olduklarından daha düşük kalitede kararlar veriyorlardı. Bu nedenle de "heterojen bir kalabalık" olan yasama meclislerinin de dahil olduğu tüm "kitle"ler seçkinlerin gerçekleştirebileceğinden daha düşük kalitede "karar"lar alıyorlardı. "Kitle"nin "kadınsı" ve "çocuksu" psikolojiye sahip olduğunu düşünen Le Bon, Batı uygarlığının gerileme sürecine girişinin önemli kilometre taşlarından birisi olduğunu düşündüğü Fransız İhtilâli sonrasında katılım ve demokraside yaşanan gelişimin ciddî sorunlar yarattığını savunuyordu.

Kitlelerin toplumsal karar alma sürecine katılımdaki rolünün artışı, Le Bon'a göre toplumların ilerlemesi önünde temel bir engel oluşturuyordu.

Bu "önlenemeyeceğine" göre Le Bon, seçkinlere yeni bir vazife yüklüyordu. Onlar kitlelere "farkına varamadıkları" çıkarlarını sürekli biçimde tekrarlayarak bunların içselleştirilmesini sağlayacaklardı.

Erken Cumhuriyet siyaset yapıcıları ve seçkinlerinin Le Bon'un parlak öğrencileri olduğu şüphesizdir. Bu açıdan bakıldığında "Beyaz Türkler"in büyük sosyoloğunun fikirleri "halka rağmen halkçılık" yaklaşımını benimseyen bir seçkinler grubunun yol göstericisi olmuştur.

Dolayısıyla Le Bon'un diğer toplumlarda uzun süre sonra "yeniden ilgi uyandırmaya başlayan" fikirleri Türkiye'de kesintisiz bir egemenlik kurmuştu. Son günlerde "seçmenin yanlış tercihleri" konusunda yapılan yorumlar bu etkinin -şüphesiz kaynağın farkında olunmadan- sürdüğünü ortaya koymaktadır. 

Devamı için: http://www.sabah.com.tr/yazarlar/hanioglu/2015/06/28/secmen-yanlis-yapti-le-bonun-ruhu-churchillin-oryantalizmi

Bu haber toplam 379 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim