Bu saldırıdan yaklaşık 2 yıl sonra havadan ve karadan ağır bir bombardımanın ardından rejim güçleri Han Şeyhun ve civarındaki köylere girdiler. Hey'etü't Tahrir eş Şam ve bölgeyi savunan diğer muhalif güçler ağır bombardımanın (halı bombardımanı ve yanık topraklar siyaseti) ardından yıkıntılar arasında Han Şeyhun'dan çekildiler. Bunu ricat değil pozisyon değiştirmek yeni savunma biçimi almak olarak değerlendiriyorlar. Han Şeyhun ve civar bölgenin düşmesi üzerine yine direnme konusunda muhaliflerin kusur içinde olduklarına dair değerlendirmeler yapıldı. Zira Doğu Guta'nın ve Doğu Halep'in düşmesinde el altından Esat rejimiyle anlaşan veya birbirlerine düşen muhaliflerin de payı olmuştu. Burada Esat rejimi M-4 (Halep-Lazkiye karayolu) ve M-5 (Halep-Hama kara yolu) kara yollarını denetimi altına almak istiyor. Esat rejimi henüz tam olarak bu yolları kontrolü altına alabilmiş değil. Sadece bazı noktaları ele geçirdi. Bu minvalde Han Şeyhun yakınlarında ikmal yollarını kesti. Bu arada Türkiye'nin 9'uncu gözlem noktasını muhasara altına aldı. En azından kısmen ikmal yollarını kesti. Burada takviyeye ve ikmale giden bir askeri Türk konvoyu da kıstırıldı, saldırıya maruz kaldı ve bazı siviller öldü. Şimdi rejime yakın kaynaklar Morek'teki Türk gözlem noktasının tamamen kuşatma altına alındığını ileri sürüyorlar. Başta Mevlüt Çavuşoğlu olmak üzere Türk kaynakları ise bunun tam olarak doğru olmadığını belirtiyorlar. 9 numaralı gözlem noktasına yapılan saldırıdan ve oraya gönderilen ikmal güçlerinin henüz anlaşılamayan akıbetinden sonra Suriye rejimine bağlı güçler yeni bir taciz saldırısında bulundular. Maarratu'n Numan ilçesine bağlı Sırman köyündeki gözlem noktasına makinalı tüfeklerle ateş açıldı.
Devamı: https://www.fikriyat.com/yazarlar/mustafa-ozcan/2019/08/24/idlipin-sakli-misyonu
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.