Eren Yavuz’un emeğiyle okurla buluşan eser, Halid Ziya üzerinden kültür, sanat ve estetik meseleleri yanında hayata dair pek çok kavramı yeniden düşünmeye imkan veriyor.
Halid Ziya, Fransızların ‘L’esprit de l’escalier’, yani merdivenin fikri diye çevrilebilecek ancak üstadın tabiriyle ‘merdivende gelen fikir’ anlamına gelen bu deyim üzerinde uzun uzun düşünüyor. Kısaca, yerinde ve zamanında söylenmesi gereken, o an akla gelmediği, unutkanlık, çekingenlik hatta belki de korkaklık sebebiyle muhatabına söylenmeyip de sonradan dile geliveren düşünce ve sözleri kastediyor.
İnsanın içinde sönmez bir hakikat alevi parladığı ve o sayede kendi karanlığının mahkumu olmaktan kurtulabildiği için olsa gerek, bu merdivende gelen fikirden’ ayrı düşemeyiz. Korkaklık, siniklik, çekingenlik hatta beceriksizlik bir nebze olsun böyle aşılmış olur. Varlık istemeden de olsa kendisini temize çeker. Belki ruhen rahatlar. Tabii, ömrünü neredeyse merdivende gelen fikirle geçiren ‘hesap kitap uzmanları’ hep vardır ve insanın karanlık devirlerinden beri başlarında kazanç ve mutluluk halesiyle dolaşırlar.
Gönül ister ki kimse merdivende gelen fikire mahkum olmasın. Yerinde özgürce, dili açık, sesi gür, korkmadan konuşabilsin. Toplum böyle mayalansın. Kimsenin dilinde sözü diken olup ağzına batmasın.
Merdivende gelen fikir söz konusu olduğunda sanki hiç böyle durumlara düşmezmiş izlenimi verenler vardır. Eski avcı hikayelerini aratmayacak coşkunlukla yalana yalan eklerler, kime nasıl cevaplar verdiklerini söyleyip dururlar. Hatta öyle kişiliksiz dönemler gelir ki kimsenin aklına merdivende de bir fikir gelmez. Susma, mutlak itaat kutsanıp yutulur.
Devamı: https://www.karar.com/yazarlar/omer-erdem/merdivenin-fikri-10809
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.