• İstanbul 19 °C
  • Ankara 24 °C

Prof. Dr. M. Seyfettin Erol: Trump-Putin Zirvesi’nin Aktörler Bazlı Analizi

Prof. Dr. M. Seyfettin Erol: Trump-Putin Zirvesi’nin Aktörler Bazlı Analizi
Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Vladimir Putin ve ABD Başkanı Donald Trump arasında kapalı kapılar ardında iki, basın önünde bir, toplamda üç saat süren tarihi Helsinki Zirvesi sona erdi.
Fakat zirve halen gündemdeki yerini korumaya devam ediyor. Çünkü basın önündeki bir saat içerisinde verilen malzemenin kendisi bile, başlı başına kapalı kapılar arkasında neler konuşulduğuna yönelik önemli ipuçlarını fazlasıyla barındırıyor.
 
Bu bağlamda söz konusu ipuçlarının zirve öncesinde başta AB- Almanya, İngiltere, İran ve hatta Çin gibi güç merkezleri/ülkeler nezdinde var olan; “panik”, “endişe”, “öfke”, “hayal kırıklığı” ve “yeni arayışlar” şeklinde ifade edilebilecek süreci daha da hızlandıracağını, kızıştıracağını belirtmekte de fayda var. Dolayısıyla dünya Helsinki Zirvesi sonrası yeni bir döneme gebe ve bu bağlamda zirvenin sürece yaptığı en büyük katkı, belirsizliğin daha da “derinleşmesi” ve “genişlemesi” olarak karşımıza çıkıyor. Daha somut bir ifadeyle, mevcut denge-denklem arayışlarının yeniden inşa edileceği, adlandırılacağı bir döneme girmiş bulunuyoruz.
 
Bu ise kartların yeniden karılması ile eşdeğer; aynen Birinci Dünya Savaşı’na giden süreçte karşımıza çıkan kompleks ittifaklar sisteminde görüldüğü üzere. Realist politikanın bir gereği/sonucu gibi adlandırılan bu fazlasıyla kaygan, kaypak ittifaklaşma sürecinin dünya barışı adına bir katkı sağlamayacağı ortada. O zaman başta ABD-Rusya ikilisi olmak üzere söz konusu aktörler ne yapmaya çalışıyor ve bu beraberinde ne tür sonuçlara yol açabilir? Bu durumda süreci belli başlı aktörler bazında kısaca da olsa ele almak kaçınılmaz oluyor…
 
ABD-Rusya Boyutu…
Bu süreçte elbette ABD’nin Başkan Trump nezdinde uygulamaya soktuğu yeni strateji oldukça önemli bir yere sahip. Trump ile ABD’nin ne yapacağının artık kestirilemez bir şekle dönüşmesi oldukça önemli. Diğer taraftan, ABD’nin son dönemde, özellikle de Trump ile birlikte “kestirilemezlik stratejisi”ni izlemeye başlaması, onun güç zaafiyeti ile eşdeğer bir durum arz etmektedir, en azından böyle bir algıya yol açmaktadır.
 
Düne kadar tek başına küresel bir hegemon güç inşa etmek isteyen ABD, Helsinki’de bir kez daha kendisine ortak aradığını deklare etmiştir. Bu ortaklık sürecinin ise Bush’un son döneminden itibaren belirgin bir hal almaya başladığını, Obama ile adlandırıldığını ve Trump ile de ısrarla devam ettirildiğini biliyoruz.
Bu haber toplam 419 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim