• İstanbul 19 °C
  • Ankara 26 °C

Prof. Dr. Yücel Oğurlu: Bir kitap ve bir insan üzerinden ülkeme dair serbest çağrışımlar

Prof. Dr. Yücel Oğurlu: Bir kitap ve bir insan üzerinden ülkeme dair serbest çağrışımlar
Türkiye’nin binlerce yazar, akademisyen ve kültür elçisi arasında Hulusi Üstün, farklı becerileriyle tebarüz eden, kendi köşesinde bir hayat süren seçkin ama kıymeti bilinememiş isimlerden biri…
Yazıları üzerinden ismen bildiğim ve Silivri’de kendi halinde bir hayat yaşayan bir yazar/hukukçu/edip ile bugüne kadar süren dostluğumuz yıllar önce başlamış oldu. “Kasabam” olarak bahsettiği Silivri’de yaşayan bu adam henüz 45’i bulmayan yaşına rağmen coğrafyanın 200 yıllık hafızasını ve kültürel genetiğini taşıyarak bugünlere ulaştırmayı başarıyordu. 150 yıl öncesinin İstanbul’unu, Haleb’ini Yafa’sını, karış karış bildiği Kafkasya’sını, hatta Paris’ini bugünüyle buluşturarak anlatabilecek kaç insan vardır ülkemizde… Kim mi bu adam?
 
Yazar Hulusi Üstün’den bahsediyorum. Belki adını duymadığınız birisi. Bu sizin ayıbınız değil, Türkiye’nin kültür, edebiyat, sanat ve akademik hayatının ortak bir ayıbından onu bahane ederek bahsetmek istiyorum. Kamplar adına “yok sayma” ilkelliğini kastediyorum. Üstün de uzun süre “yok sayılan”lardan. Fakat biliriz ki “Güneş balçıkla sıvanmaz”, “Üflemekle de sönmez”… Bu arada niyetimin onun kitaplarının reklamını yapmak olmadığını da söylemeliyim… Onun üzerinden Türkiye’nin iki gerçeğini sizlerle paylaşmak ve birazda dertleşmek arzusundayım.
 
Üstün’ün şuana kadar yayınlanmış 14 kitabı var… Geçen yıl bir “Turna Fırtınası” estirdi ve hemen ardından “Kırk Diyardan Masallar” diğer bir edebi ürünü Türk edebiyat literatürüne peşi sıra kazandırmış oldu.
 
İlk bakışta çocuk kitabı gibi görünen “Kırk Diyardan Masallar”, her yaş için güzel bir başucu kitabı. İçinde farklı milletlere ait 40 kısa masal var. Bunlar öyle her yerden bulabileceğiniz, raflardan çekebileceğiniz veya internet üzerinden yakalayabileceğiniz masallar da değiller.
 
Henüz ilkini okurken bir anda çocukluk yıllarımda babamın ve ninemin (anneannemin) yüzlerce yıllık hafızadan taşına gelen erdem, iyilik, doğruluk, cesaret ve aklı kullanmaya yönlendiren tılsımlı, meraklı, heyecan uyandırıcı masal dünyasına yolculuğum başladı. Ama bu kitap öyle sıradan bir kitap değil… Coğrafyanın her köşesinden masallar var içinde. Türk, Arap, Afgan, Hindu, Habeş, İran, Kırgız, Rus, Kore, Japon, Dağıstan, Çerkes, Çeçen, Avar, Buryat vb. bazıları adını duymadığınız toplumların masalları bunlar…
 
Üstün’ün, gözü-kulağı hiç tırmalamayan akıcı ve şiirimsi cümleleri, okuyucuyu kitabı bir çırpıda bitirmeye yönlendiriyor. Şuana kadar benzerini görmediğim bir merakla okuduğum bu kitabı, Turna Fırtınası’nı okurkenki aynı heyecanla okudum. O kitap zaten ayrı bir dünyaydı. Turna Fırtınası’nda konuşan her bir karakter, ait olduğu dünyanın kelimeleriyle kendi seviyesine uygun kelimler kullanıyor, cümleler kuruyordu. Bir bakıyorsunuz yüz elli yıl öncesinin İstanbul Türkçesi; bir de bakıyorsunuz İstiklal Caddesi üzerinde gitar çalarak geçimini sağlayan bir gencin bugünkü sokak dili.
Bu haber toplam 965 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim