Aslında yazacaklarımın çoğu eskiden beri, ülkemizde şu ya da bu güç tarafından şu ya da bu şekilde kullanılan usullerdendir. Kimi zaman şahsi çıkarlar, kimi zaman da ideolojik-grupsal amaçlar uğruna, “münferit” veya “sistematik çoklu olgular” halinde sıkça başvurulmuştur bu yöntemlere.
Ama hiç bu kadar, digital bir ağ misali, bir komutla ve sadece on-off’la yani evet-hayır ile çalışan otomatize bir sistem olmadı... Son zamanlarda verilen (burada “bazı” demek lazım; tüm hâkimleri töhmet altında bırakmak doğru değil çünkü) mahkeme kararlarından söz ediyorum!
Bütün bu gerçekliğe rağmen aşağıda yazacaklarımı o meşum “Gece Yarısı Expresi” filminden bir kesitmiş gibi okuyalım ve “Yok canım! Bunlar hayali şeyler. Bu kadarı ancak o tip filmlerde olur” diyelim!
SİSTEM / YARGIDA KARAR MEKANİZMASI NASIL İŞLİYOR?
Meseleye sondan başlayalım ve filmi geri saralım:
- Karar verici (hâkim, mahkeme) hükmünü veriyor; sanık ya ceza alıyor ya da aklanıyor!
- Bu hükmün öncesinde; dosya-dava, “Ya yanlış karar vericiye giderse” ihtimali düşünülerek, futbol deyimiyle kademeye giriliyor ve karar verici (hazırlık aşamasındaki savcı, incelemeci, müfettiş dahil) yandaşlardan seçiliyor!?
- Dosya bağlanırken; son değerlendirmeler, önceden belirlenmiş(!) bu hüküm doğrultusunda yapılıyor!?
- Son değerlendirmeden önce; tüm bilgi, belge ve bulgular, verilmesi önceden düşünülmüş(!) karara zemin hazırlayacak şekilde derleniyor. Sanığa ceza verilecekse; aleyhte olanlar öne çekilirken lehte olanlar arkaya itiliyor ya da dosya dışı bırakılıyor. Yok, eğer sanığın affı düşünülüyorsa tam tersi yapılıyor; lehte olanlar afiş olurken aleyhte olanlar mafiş oluyor!
- Dosya, şayet önceden hükmedilmiş bu karar doğrultusunda yeterli olgunluğa ulaşmamışsa bi çaresine bakılıyor! Bunun için güvenlik güçleri, resmi görevli ve/veya gönüllü görevli istihbaratçılar dinleme (TAPE), kısa metrajlı film (VTR) işlerine giriyor!
- Yine de verilmesi gereken karar(!) doğrultusunda yeterli kanıt yoksa, eğer bu karar sanığın aleyhine olacaksa; ham montajlar, sıfırdan dublajlar, kökten yalancı şahitler devreye konarak iftiralar atılıyor. Küçücük yanlışların, önemsiz eksiklerin üstüne mercek konularak pireler deve yapılıyor. Lehte karar verilecekse(!) o zaman iş değişiyor tabii; gerçekten kör olanlar badem gözlü, sağırlar recevier, kapı gibi belgeler ise dış kapının dış mandalı oluveriyor!?
Devamı için: http://www.yeniakit.com.tr/yazarlar/saban-simsek/yarginin-kararlari-dokulur-yapraklari-10656.html
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.