gazeteden ayrıldıktan sonra işsiz kalınca cahit abi ile erdem abi ankara'ya gel bir bakalım ne yapabiliriz deyince gittim ankara'da görüştüm. rahmetli erdem abi bahri zengin'e verilmek üzere bir mektup yazarak beni geri istanbul'a yolcu etti. istanbul'da bahri zengin'le feriköy'deki işyerinde görüştük, kendisine erdem abinin yazdığı mektubu getirdiğimi söyledim. aldı, açtı, okudu ve 'şimdi sana nasıl bir iş bakabiliriz, bizim fabrika tekirdağ'da oraya gidebilir misin, dedi. işsiz olduğumu, nerede olursa olsun acil bir işe ihtiyacım olduğunu belirttim. gazetede aldığım ücreti sordu, söyledim, 'ama biz o kadar veremeyiz' dedi. ben de ne kadar verebileceksiniz dedim. teklif ettiği ücretle istanbul'dan tekirdağ'a taşınamayacağımı ifade ederek kendisine teşekkür ettim. omuzlarımdaki yükün gittikçe ağırlaştığını hissettiğim feriköy sokaklarında bir süre yalnız başıma yürüdüm ve tekrar ankara'ya erdem abinin yanına gitmeye karar verdim. ertesi günü ankara'da mavera'nın bürosunda erdem abi'nin de içinde olduğu topluluğa rahmetli bahri beyle olan görüşmemizi naklettim. sözümü bitirir bitirmez erdem abi yeni bir mektup yazıp elime verdi ve bunu istanbul'da kemal abi var ona ver, eski seka genel müdürüydü, hatırlarsınız bir ara yeni devir ve milli gazete'nin de genel müdürlüğünü yaptı ona git, o mutlaka ilgilenecektir, dedi. gelir gelmez kemal beyle görüşmek için randevu talep ettim. kemal unakıtan o zaman bir şirketler grubunda genel müdür olarak çalışıyordu, sirkeci'de vilayetin karşısındaki bir binada bulunan şirket idarehanesinde akşam yediden sonra buluşmak üzere sözleştik. bana verilen saatte orada olmak için hazırlandım tam binanın kapısında kendisiyle karşılaştık. asansöre girerken beni de çağırdı. asansörde erdem abinin kendisine verilmek üzere bir mektup emanet ettiğini onu vermek istediğimi söyledim, mektubu aldı, açmadan sen yarın sabah saat 8'de eyüp'te bahariye fabrikası var, oraya gel, orada görüşelim, dedi. heyecanla sabahı yaptım. saat tam sekizde eyüp'te söylenilen yerde beklerken kemal bey geldi ve beni görür görmez yanına çağırdı, birlikte odasına geçtik. telefonla muhasebe ve idari işler müdürünü çağırdı. yanımıza gelen müdür beye beni tanıttı ve şakir bundan sonra bizimle çalışacak, sen götür odana konuş ve hemen işlemlerini başlatalım, dedi ve ben 8 ay süren işsizlik döneminden sonra burada yeni işime kavuşmuştum. bu vesile ile bana yardımcı olan erdem abi'ye, cahit abi'ye, erdem abi'den gelen mektubu açıp okumadan beni işe alan kemal bey'e ve bahri zengin'e şükranlarımı sunuyor, allah'tan rahmet diliyorum.
erdem abi ile son görüşmemiz yine ankara'da oldu. 2006 veya 2007 olabilir ankara'da mehmet durlu'nun başbakanlıktaki bürosunda karşılaştık, epey sohbet ettik. tekrar görüşmek üzere ayrıldık fakat bir daha görüşmek nasip olmadı. cennet mekanı olsun..
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.