• İstanbul 18 °C
  • Ankara 28 °C

Sevil Nuriyeva İsmayilov: ABD'nin İran'da ayaklanmalar planı tutar mı?

Sevil Nuriyeva İsmayilov: ABD'nin İran'da ayaklanmalar planı tutar mı?
İran; önemli alt yapısı olan, sosyolojisi derin kodlara sahip bir coğrafya. Haliyle ABD yeni dünya sisteminde yeni hedefleriyle, esasında kendinin elinden çıkmakta olan tek güç kapasitesini ayakta tutma peşinde.
Maalesef tüm ayaklanma, savaş, etnik kimlikler üzerinden tasarladığı tüm senaryoların altında yatan şeyin kendi birinciliğini kalıcı hale getirmek için olduğu açıktır. Demokrasi, insan hak ve özgürlükleri başlıkları bir zamanlar iyi satış yapsa da, anlaşılan işe yarar hali giderek azalmakta. Bu durumda içeriden müdahale kabiliyeti pek işe yaramamakta. O nedendir ki; açıktan dışarıdan herkesi yok sayan, devletler hukukunu çiğneyen devlet dışı enstrümanlara başvurmakta. Terör örgütleri ile bu kadar derin muhabbetinin sebepleri bu olmalı. Bu arada bu tür devletler dışı enstrümanları herkes kullanmakta. İran ve Rusya zamanında da şimdi de bu aktörleri kullanmaktan vazgeçmedi! Yani bu parantez, sadece ABD için açılan bir parantez değildir. Lakin kullananın kullanış şekli önem arz etmekte. İran üzerine planlanan senaryo ABD'nin şimdilik blöf olarak tasarladığı senaryo olsa gerek. Yoksa ikide bir Trump, "İran Cumhurbaşkanı ile görüşebiliriz" işaretini neden versin? Çünkü Trump, para harcayarak bizzat kendi savaş istemiyor. Lakin savaştırmak istiyor!
 
Yeniden seçilmek isteyen Trump'ın yeni hamleleri arasında, kriz ortamını gideren isim olarak devreye girmek istemesi ise başka bir konu. İran sıradan ülke bir değildir. Ne sosyoloji, ne de derin devlet refleksi açısından kolay lokma olmadığını görmekteyiz. İran yönetimi ve mevcut siyasi sistemin kodlarına baktığımızda, fedakarlık yapabilecek alt yapıya sahiplikleri de ortada. Eğer etnik kimlikler üzerinden bir şeyler tasarlanabilir. Lakin bu tasarıya "etnik gruplardan hangisi Amerikan üretimi" başlıklı oyuna alet olmak ister? Esas etnik grup olan Türklerin her ne kadar da içlerinde ayrılıkçı bakış açısına sahip olanlar olsa da, nihayetinde Amerikan senaryosuna taraf olacak esas gücün bu gruplar olmadığı da açıktır. Yani sistemden razı olmasalar bile İran'ı kendi devleti gören ve sonuna kadar bu devlet için ayakta durmaya gayret eden alt yapı söz konusudur. İran ekonomik olarak ciddi kayıplarla karşı karşıya. Kime bu kadar ambargo uygulansa idi, bırakın karşı koymasını, ayakta durması bile söz konusu olmamalıydı. İran sosyolojisi bu açıdan önemli doktrine sahip. Lakin İslam adına sistemsel olarak yapılanların, kendi toplumlarını İslam'dan uzaklaştırması da başka sosyolojik analiz ister. Maalesef İslam'ı, dayatma yoluyla görüntüde baskıcı göstermek, en fazla İslam düşmanlarının işine yaradı. İsrail için aradığını bulduğu en önemli zemin budur anlaşılan! Toplumda giderek artan memnuniyetsizlik farklı boyuta geçebilir mi? Geçerse devlet olarak İran hangi yolu deneyecektir? Bunlar gerçekten önemli sorular!
Bu haber toplam 364 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim