• İstanbul 19 °C
  • Ankara 24 °C

Tarık Sülo Cevizci: Geçmişten Günümüze Suriye’de Güvenli Bölge Tartışmaları ve Türkiye

Tarık Sülo Cevizci: Geçmişten Günümüze Suriye’de Güvenli Bölge Tartışmaları ve Türkiye

Suriye’de 2011 yılı itibari ile başlayan barışçıl gösterilerin, zamanla silahlı çatışmalara dönüşmesi ile ve Esat güçlerinin kara ve hava üstünlüğü sağladığı günden itibaren başta Türkiye olmak üzere Suriyeli muhaliflerin dost ülkelerin, muhalifleri korumak adına dünya gündemine getirdiği 3 tane önerisi olmuştur. Bu öneriler kabaca uçuşa yasak bölge, güvenli koridor ve güvenli bölge şeklinde idi.

Uçuşa yasak bölge ile hava üstünlüğü olan Esat jetlerine karşı, karadaki muhalifleri korumak ve savaşan aktörler arasında bir denge getirilmesi amaçlanmıştı. Zira bu üstünlüğü kırmanın iki yolu vardı, ya muhaliflere uçak savarlar verilecekti (ancak kime karşı kullanılacağı ve hangi gruba verileceği tartışma konusu olunca vazgeçilmişti) ya da uçuşa yasak bölgeler ilan edilecekti, ama bunu da Rusya’nın vetosu sonucu BM güvenlik konseyi böyle bir karar alamayarak topu ABD’ye attı. ABD de bu işe sıcak bakmayınca uçuşa yasak bölge önerisi rafta kaldı.

Aynı akıbet abluka altında bulunan ve muhaliflerin yıllarca kontrolü altında bulunan bölgelere ve şehirlere ikmal için insani koridorlar önerilmiş; ancak bu öneri de Rusya’nın oyalaması ile bir netice vermemiştir. BM’nin aciz kaldığı bir dönemde Rusya tek başına inisiyatif alarak bölgeleri muhaliflerden dörtlü şehir anlaşmaları adı altında anlaşmalar yaparak tahliye etmiş ve şehirlerin ardı sıra Esat’ın kontrolüne geçmesini sağlamıştır.

İki öneri karşısında da Rusya’nın vetosu ve ABD’nin isteksizliği ile birlikte BM aciz kalmış ve bir türlü uygulanması mümkün olmamıştır. Daha sonraki süreçte IŞİD’ın ortaya çıkması ile birlikte güvenli bölge tartışmaları rafa kaldırılmış ve terör ile mücadele adı altında küresel ve bölgesel güçler bizzat Suriye sahasına asker sokarak müdahil olmuşlardır. Geldiğimiz an itibari ile Suriye sahasında IŞİD’in kontrol sağladığı bir alan kalmamış ve ülke, bölgesel ve küresel güçlerin himayesi altında alanlara bölünmüştür.

Dünyada her geçen gün daha da derinleşen göçmen meselesi başta Batı olmak üzere Türkiye’yi de zor durumda bırakan bir mesele haline dönüşmüştür. Üstelik bu mesele iktidarların değişmesine neden olmuş, bir an önce çözüme kavuşturulması gereken bir mesele halini almıştır. Diğer yandan büyüyen terör tehdidi ve devletleşme sürecine giren YPG/PKK yapısına karşı kalıcı bir önlem alınması, Türkiye açısından kaçınılmaz bir hale gelmiştir. 

Suriye’nin kuzey doğusunda yuvalanan terör unsurları, ABD’nin desteklediği Demokratik Suriye Güçleri (DSG) altına gizlenerek kendilerine meşruiyet aramaktadırlar. ABD’nin himayesinde olması neden ile bu bölgeye bir askeri harekâtın yapılması, ister istemez ABD’nin bilgisi ve olur sayesinde olması gerekmektedir. ABD’nin karşı çıktığı bir operasyon, arzu edilmeyen başka sonuçlara neden olabilir.

Devamı: http://www.fikircografyasi.com/makale/gecmisten-gunumuze-suriyede-guvenli-bolge-tartismalari-ve-turkiye

Bu haber toplam 589 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim