• İstanbul 13 °C
  • Ankara 12 °C

Vedat Bilgin'den: Körleşme mi, akıl tutulması mı, başka akıl mı?

Vedat Bilgin'den: Körleşme mi, akıl tutulması mı, başka akıl mı?
İnsanlar içinde bulundukları durumu neden anlayamazlar veya neden görmezden gelirler? Bu sorunun cevabı insanına göre değişir denilebilir.

Mesela bir siyasi parti, bir siyasi lider veya sadece siyasetçi biri siyasi görüşleri, çıkarları ya da inançları çerçevesinden baktığı için meseleyi kendilerine göre değerlendirip, durumu kendilerine göre tanımlayabilirler diye düşünebilirsiniz. 

 Ya aydınlar, onlar daha objektif daha gerçekçi davranamazlar mı? İlk bakışta aydınların böyle davranması gerektiğine dair yaygın bir kanaat vardır; fakat aydınların da bir siyasi görüşü savunduğunu, belli bir sınıfa, gruba ve ya zümreye mensup olduğunu dolayısıyla hangi mesele olursa olsun ona kendi toplumsallıkları içinden bakacaklarını söyleyebilirsiniz. Örnekleri artırabiliriz. Hatta daha ileri gidip, bazı olayları bırakınız farklı görmeyi, bütünüyle yok sayan veya durumun tamamen ters yüz edilerek açıklanmasına ne denilmelidir? 

Hastalıklı zihniyet 
“Stalin, Hitler, Mao, Pol Pot rejimleri, insanlığın bütün gerçekliğini tersine çevirip, kitlesel katliamları sınıf mücadelesinin zaferi, insanlığın zararlı ırklardan kurtulması gibi aşağılık gerekçelerle açıklayan totaliter anlayışın vahşetini bugün bile savunurken yüzü kızarmayı bırakın, kendisini bu tür ideolojilerle var etmeye çalışan hastalıklı tiplere rastlamıyor muyuz?” 
 Türkiye’nin içinde bulunduğu konjonktürü anlama konusunda benzer bir körleşmeyi, bir toplumsal şizofreniyi yaşayanların varlığı bir problem olarak görülebilir, fakat esas problem bu hastalıklı anlayışı, egemen medya diliyle, yerleşik iktidar odaklarıyla ve elbette ki uluslararası bağlantılarıyla bütün toplumsal hayata yayılmaya çalışılmasıdır. 
Bugün Türkiye’ye Suriye üzerinden yöneltilmiş, büyüyen bir tehditle karşı karşıya olduğunu siyasetçilerin bir kısmı görmüyorsa, bunu ‘başarısız Suriye politikasının’ neticesi olarak değerlendirip hükümeti eleştirme fırsatına dönüştürüp olayın kendisini bir tarafa bırakıyorsa ne yapmak gerekir. Resmi aydınlar korosu ‘Suriye’de kaybettiniz, sıra bütünüyle iflasa geldi’ diyerek adeta zil takıp oynuyor ve buradan tehditler savuruyorsalar; burada bir körleşmeden mi söz etmek gerekir, bir akıl tutulmasından mı, yoksa başka bir aklın kontrolüne girmekten mi? 

Devamı için: http://www.aksam.com.tr/yazarlar/vedat-bilgin/korlesme-mi-akil-tutulmasi-mi-baska-akil-mi/haber-418894

Bu haber toplam 331 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim