• İstanbul 14 °C
  • Ankara 18 °C

40 Soruda Hendek Şeyh İzzettin İsmail Vakfı

Fahri TUNA

1. Dr. Murat Cebecioğlu? 1950 yılında Giresun Eynesil’de doğdu. Trabzon Lisesi’ni (1971) bitirdi. Edebiyat Fakültesi Tarih bölümünden ‘İsazade Tarihi’nin bir bölümünü hazırlayarak (1975) mezun oldu. Artvin Öğretmen Lisesi, Kars-Susuz öğretmen Lisesi ve Arifiye Öğretmen Lisesi’nde Tarih öğretmeni ve idareci olarak görev yaptı. Ardından Hendek Lisesi’nde ve Ümraniye Lisesi’nde görev yapan Cebecioğlu, 1987 yılında Başbakanlık Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü Osmanlı Arşivleri Dairesi’ne intisap etti. Bu kurumda yayın ve tasnif işlerinde çalışmaya devam eden Cebecioğlu, yüksek lisans ve doktorasını da tamamladı.

 

2. Dr. Murat Cebecioğlu ve Hendek? Dr. Murat Cebecioğlu, 1985’lerde bir süre Hendek Lisesi’nde Tarih öğretmeni olarak görev yaptı. Evden veya kahvehaneden çıkmayan çoğu öğretmenin aksine zengin birikimi ve araştırmacı ruhuyla dikkat çekti.

3. Dr. Murat Cebecioğlu ve Server Başçakır? Remzi Eşme adlı tarihe meraklı bir Hendek esnafı, ilçenin tarih öğretmeni Murat beye, Şeyhler köyünden, köyün muhtarı Server Başçakır’dan ve köydeki tarihi belgelerden söz eder. Murat hoca, Remzi Eşme ve Fransızca öğretmeni Ahmet Yazıcı ile birlikte Şeyhler köyüne gidip muhtar Server bey ile tanışır.

4. Dr. Murat Cebecioğlu ve Şeyhler Köyü? Şeyhler Muhtarı Server Başçakır’dan vakfa ait birçok berat, tezkire, hüküm, mahkeme kararını alıp kopya eden Hendek Lisesi Tarih öğretmeni Murat Cebecioğlu, gerek Şeyhler köyü tarihi, gerekse Hendek ilçesi tarihi üzerine çalışmaya başlar.

5. Dr. Murat Cebecioğlu ve Şeyh İsmail Vakfı? Tarihleri dört, beş, altı asır evveline ulaşan belgelerin, Osmanlı devletinin 2. padişahı Sultan Orhan’ın şehzadeliği zamanında (h.700/m.1305) Şeyh İzzettin İsmail efendiye tahsis edilen arazi üzerinde kurulan Şeyh İzzettin İsmail Vakfı’na ait belgeler olduğunu görür. Böylece Murat Cebecioğlu, Şeyhler köyü tarihi kadar Hendek, Akyazı ve Adapazarı tarihi üzerinde de çalışmaya başlamış olur.

 

6. Dr. Murat Cebecioğlu ve Hendek Adapazarı Akyazı Tarihi ve Şeyh İsmail Vakfı Belgeleri Kitabı? Dr. Murat Cebecioğlu tarafından hazırlanan ve Hendek Belediyesi’nin 4 nolu yayını olarak 2011 yılında yayımlanan 508 sayfalık kitap. Böylesine faydalı ve önemli bir çalışmayı hazırlayan Dr. Murat Cebecioğlu’na, bu çalışmayı yayımlayıp kamuoyuyla paylaşan Hendek Belediye Başkanı Ali İnci’ye, kitabın yayımında büyük emekleri geçtiğini Dr. Murat Cebecioğlu’nun kitabın önsözünde ifade ettiği Ferhat Pehlivan ve Kemal Atala ile tüm emeği geçenlere Sakarya halkı adına çok teşekkür ediyoruz.

 

7. Hüdavendigâr Sancağı Akyazı Nahiyesi? ‘Bursa şehri 1326’da fethedilince ilk Osmanlı sancağı yapılmış, bu sancağın idaresine de şehzade Murat bey sancakbeyi tayin edilmiştir. Şehzade Murat beyin lakabı Hüdavendigâr olduğu için Bursa merkez kazası ile bu kazaya bağlı olan yerler resmi kayıtlara Hüdavendigâr Sancağı olarak geçmiştir. Belgelerimizde Hüdavendigâr livasına (sancağına) bağlı olarak gördüğümüz Akyazı nahiyesi,  (…) belgelerimizde ‘nahiye-i Akyazı der-liva-i Hüdavendigâr’ yani Hüdavendigâr Sancağında Akyazı nahiyesi şeklinde geçmektedir.’ (a.g.e., s.17-18)

 

8. Konrapa İli ve merkezi? ‘Fetihlerin yönü Sakarya vadisine yönelince Osman bey, Bizans sınırında üç önemli uç memleket kurmuştu: Birincisi, Sakarya ırmağının doğu kıyılarından başlayıp Karadeniz’e kadar ola Akyazı, Hendek, Düzce, Konuralp, Kocaali, Karasu, Akçakoca ve dolayları; bu ucun merkezi bugünkü düzce ile Karadeniz Ereğlisi yolu üzerinde bulunan Konrapa idi.’ (s.46)

 

9. Gazi Konralp? ‘Bu ucun (Konrapa’nın) beyliğine Gazi Konuralp tayin edilmişti.’(s.46)

 

10. Kocaili? ‘İkincisi; Sakarya ırmağının batı kıyılarından başlayıp Karadeniz’e kadar olan Sapanca, Kazımpaşa, Adapazarı, Kaynarca, Kandıra ve dolayları. İkinci ucun merkezi Sapanca Gölü kıyısındaki Kereste kalesi idi.’ (s.46)

 

11. Akçakoca? ‘bu ucun (Kocaili) beyliğine Akçakoca tayin edilmişti.’ (s.46)

12. İznik İli? ‘Üçüncüsü de Anadolu Selçuklu Devleti’nin ilk merkezi olan İznik ile dolayları idi. Üçüncü ucun merkezi de İznik yakınlarında idi.’ (s.46)

 

13. Samsa Çavuş? ‘Bu ucun (üçüncü) beyliğine de Samsa Çavuş tayin edilmişti.’ (s.46)

 

14. Orhan Beyin yöremizde dini ve sosyal eserler yaptırması? Orhan beyin Geyve, Adapazarı, Karasu, Akyazı ile dolaylarının fethi sırasında ya da fethini takip eden yıllarda buralarda dini ve sosyal eserler yaptırıp hizmetlerini devam ettirmek için onlara bazı köylerle mezara ve çiftlikleri vakfettiği anlaşılmaktadır. Orhan beyin Adapazarı ile dolaylarında yaptırmış olduğu bu gibi dini ve sosyal eserlerle ilgili önemli bir kaydı aşağıda veriyoruz:’ (s.58)’

15. Evkaf-ı Ada (Adapazarı) ve Orhan Camii? ‘ Beloyan köyü Orhan beyden Ada (pazarı Orhan) Camii imamına vakıftır.’ (s.61)

16. Adapazarı Orhan Camii’nin Orhan bey tarafından vakfedildiğinin belgesi? ‘Karye-i Beloyan vakfdur, Orhan beyden. Ada (karyesi) Camiinün hitabetine her kim hatîb olur ise tasarruf ider. El-ân hatîbi Lütfî bin Mahmûd bin Hacı Ahmed’dür. Elinde Sultan Murat Han tâbe serâhümâdan mukarrernâmeleri var ve padişâhımuz azze ve nasruhû hazretlerinden dahi mukarrer kılıp nişân-ı şerîf verilmiş, kendinün bir çifti yürür.’ (s.62, BOA (Başbakanlık Osmanlı Arşivi), TT. D,nr.733, s.326)

 

17. Ada (pazarı) Karyesinin (köyünün) 24 hane olduğuna dair resmi belge? ‘Sapanca kadısı Mevlana Mehmed, Divan-ı Hümayun’a sunduğu arzında ‘Sapanca kazası ile ona bağlı Kadılı ve Kızılbeyli köyleri ahalilerinin Salih ve ileri gelenlerinin kendisine sunmuş oldukları arzuhallerinde Sultan Orhan’ın Adapazarı’nda yaptırmış olduğu camiye hatip olanlara Sapanca’ya bağlı Beloyan köyünü vakfettiğini, adı geçen sakin 24 Müslüman reayanın her tamire muhtaç oldukça sözü edilen camiyi tamir etmeleri karşılığında avarız-ı divaniyeden muaf olduklarını, zamanla çevre köylerden bazı kimselerin de gidip mütevelli izniyle sözü edilen (Ada) köye yerleştiklerini, oların da bu köye yerleştikten sonra bu köyün eski sakinleri olan Müslüman ve Hıristiyan reaya ile birlikte menzil imdadiyesi ile diğer vergileri ödediklerini…’ (s.66-67)    

18. Sultan Orhan Camii’nin Adapazarı Kaymakamı Mehmet Nüzhet bey tarafından tamir edilmesine dair yazışmalar-1894? ‘Orhan beyin Adapazarı’nda yaptırmış olduğu cami yıkılmaya yüz tuttuğundan içinde namaz kılınamaz duruma geldiği gibi son meydana gelen savaş ve olaylar sebebiyle Rumeli, Kafkasya ve Bosna’dan muhacirlerin gelmesiyle Adapazarı nüfusunun artıp camiinin cemaate yeterli olmadığına, ata yadigarı bu camiinin tamiri için ilçe kaymakamı Mehmet Nüzhet bey, (1894 yılında) İzmit Mutasarrıflığı vasıtasıyla Mabeyn’le yazışmalar yapmış, Mabeyn Başkatibi Kaymakam Mehmet Nüzhet beyin tahriratını padişaha takdim etmiş, bu gibi eski padişah camilerinin tamiri Evkaf Nezareti’nin (Vakıflar Bakanlığı) görevi olduğundan padişahın (Sultan II. Abdülhamid’in) tamire dair iradesi çıkıp emrin adı geçen nezarete (bakanlığa) gönderildiği Kaymakam Mehmet Nüzhet beye bildirilmiştir.’ (s.79) Bu yazışmaların birinin girişinden caminin banisi hakkındaki bilgiyi aktaralım: ‘… Şöyle ki, cedd-i emced-i hazret-i Hilafet-penâhî Gazi Sultan Orhan efendimiz hazretlerinin nefs-i Adapazarı’nda (içinde) ihya buyurmuş oldukları cami’-i şerîf bidayet-i inşâsından (inşasının başlangıcından) bugüne kadar tamir görmediği cihetle harâbeleşerek derûnunda edâ-i salat olunmaz bir dereceye gelmiş ve mesele-i zâileden sonra Rumeli ve Boşnak ve Çerkez ve Lâz ve Gürcü ve sâ’ir muhacirinin vürûd ve iskânlarıyla kaza kesb-i cesamet ederek (büyüklük kazanarak)… 15 ramazan sene 1310 (1894)’ (s.79)

19. Tersiye (Esence) Orhan Camii’nin Orhan bey tarafından vakfedildiğinin belgesi? ‘Karye-i Tersi’de Emir Ali Çiftliği vakfdur. Orhan bey tâbe serâhudan mezkûr köyün mescidine imaret itmek için. Yahya Fakih veledi vakfiyyet üzere mutasarrıf imiş. Elinde Padişah Bayezid Hüdâvendigâr ve Murad tâbe seâhümâlardan mukarrernameleri var. El-an neslinden Mahmud veled-i Yahya mutasarrıf, elinde padişâhımuz hükmi var. Tahminen on yıl mikdarı Sakarı suyı galeyan olup zirâ’atden kalmış.’ (s.65, BOA (Başbakanlık Osmanlı Arşivi), TT. D,nr.733, s.328)

20. Çalıca Vakıf Arazisi ve Şeyh İsmail? ‘Mezra-ı Çalıca vakfdur, Orhan beyden. Şeyh İsmail tasarruf ider imiş. Mukayyed.Der-defteri-i kirmasti. Şimdi mezkurun (Şeyh İsmail’in) evladı evladından (çocuklarının çocukla-rından) Derviş İsmail ve Minnet ve bâli ve Yusuf mutasarruflardur; ellerinde Orhan Hüdâvendigâr’dan hükm-i hümayunları var ve merhum Sultan Mehmed Han (Fatih) ve padişahımuz hullidet hılafetuhu hazretlerinden (II. Beyazıd’dan) mukarrer-nameleri var, diyu kayd olunmuş. Der-defter-i Köhne.) (s.92-93)

 

21. Çalıca? ‘Çalıca köyü, Çamdağı yükseltilerinin Sakarya ırmağı yönüne doğru alçaldığı dalgalı sırtları üzerine kurulmuştur. Bugün Aşağı ve Yukarı olmak üzere iki Çalıca köyü vardır. Bu iki Çalıca köyü de Hendek ilçesine bağlıdır. Bu köylerin çevresinde Çobanyatak, Halaçköy, Şeyhler, Karatoprak, Paşaköy, Tuzak ve Sukenarı köyleri vardır.

 

22. Çalıca’da üç mezra / üç köy? ‘Adından da anlaşılacağı üzere Orhan bey, ormanlı çalılık bir araziyi Şeyh İsmail’e vakfetmiştir. Şeyh İsmail’in oğulları, oğullarının oğulları yani torunları zamanla bu çalılık ormanlık araziden yer açıp oralara ekin ekip evler yapmışlardır. Ormandan ekin ve ziraat için açılan bu arazilere mezra adı verilmiştir. Orhan beyin Şeyh İsmail’e vermiş olduğu Çalıca adı verilen ormanlık araziden üç kadar ekinlik yani mezranın açılmış olduğunu belgelerimizde görmekteyiz. Onlar da Çalıca mezrası (köyü), Şeyhler mezrası (köyü) ve Turnaalanı mezrasıdır.’ (s.286)

 

23. Şeyhler? Şeyhler köyü Çamdağı’nın güneyinde bu dağın batı yönünde Sakarya ırmağına doğru alçaldığı hafif yükseltilerin üzerinde kurulmuş eski bir köydür. Doğusunda Lütfiyeköşk, batısında Aşağı Çalıca ve Yukarı Çalıca, kuzeyinde Çamdağı ve Halaçköy, güneyinde Akova ile Kargalıhanbaba köyleri vardır.   

mesafededir. Çevresi ormanlıktır. Köyde bir yatır vardır. Köy adını bu yatırdan alır. Nüfusu (2007) 600 kişidir. Köyün ekonomisi tarım ve hayvancılığa dayanır.’ (http://tr.wikipedia.org/wiki/%C5%9Eeyhler,_Hendek)

25. Şeyhler Köyünün Adı? Şeyhler köyü adını, köydeki türbede medfun olan Şeyh İsmail İzzettin Efendi’den almıştır.

Orhan Gazi Akçakoca’ya doğru ilerlerken Şeyhler Köyü’nün biraz güneyinde mola verir. Konaklar Köyünden Şeyh İsmail Efendi askerlerin karnını doyurmayı üstlenmiştir. Karargaha gider, askerlerin önüne, bir kişilik yemek bırakır. Orhan Gazi buna kızar ama, askerler doymuş yemek artmıştır bile ve aynı şekilde atları da doyurmuştur. Orhan Gazi Şeyhin bu kerameti karşısında elini öper, bir dileği olup olmadığını sorar. Şeyh mütevazı olup isteği olmadığını söyler. Bunun üzerine Orhan Gazi Osmanlı devleti var olduğu sürece ezan sesinin duyulduğu yere kadar o bölgede yaşayan halktan vergi alınmaması için ceylan derisine yazılı fermanı verir. İnanışa göre “Hacet Bayramı (türbe mevlüdü) “, her yıl o günün anısını yaşatmak için ağustosun ilk pazar günü düzenlenir. Bu bayramda yemekler ne denli az, konuklar ne denli çok olursa olsun, herkesin karnı doyar.’ (http://tr.wikipedia.org/wiki/%C5%9Eeyhler,_Hendek)

27. Şeyh  İsmail İzzettin Efendi Vakfı? ‘700 hicri tarihli (miladi 1305) 1 numaralı Orhan bey beratı ‘biti hükmi oldur, biti getüren Şeyh İzzettin İsmail ve atası İbrahim Şeyh yirin Çalıca’da vakf eyledüm, vakf ola kimesne mâni’ vü mu’arız olmasun, biti getürenler biti sözine itimad kılsun, biti hakikat bilsünler. Her kim vakıflıkdan dönderirse Tenri’nün la’neti ve firişteler la’neti ve peygamberler la’neti anun üzerine olsun ve sallallahü alâ seyyidinâ Muhammedin ve âlihî ecmain’ ifadelerini içermektedir.’ (s.286)

28. Şeyhler/Çalıca halkı? ‘Bu kayıtları kısaca özetlersek, Çalıca köyünde Şeyh İsmail’in evi ile onun çocuk ve torunlarının evlerinin bulunduğu yere Çalıca ile çevredeki köyler halkının o yerin ve mahalleni ilk atası olan Şeyh İsmail’e ait olduğunu, o yerde onun neslinden gelenlerin oturduğunu, o yerin onlara ait olduğunu belirtmek için oraya önce Şeyhlü, sonra da Şeyhler denilmiş olduğu anlaşılmaktadır.’ (s.290)

29. Şeyh İsmail Tekkesi/Zaviyesi? ‘…temlik ve yedine mülk-nâme-i hümayun virildükten sonra ol dahi, ol yirleri tasarruf ve galesin evlad-ı evladından karye-i mezburede (Şeyhler köyünde) vaki’ tekyesinde ber3at-ı şerifümle..’ diye geçen bu kayıtlar da, Şeyhler köyünde Şeyh İsmail’in bir tekkesinin bulunduğu (…) belirtilmektedir.’  (s.333)

30. Şeyh İsmail Efendi Türbesi? ‘Şeyh İsmail’in Türbesi, köyün eski mezarlığının bulunduğu tepenin kuzey batı eteğindedir. Türbe kara taştan dikdörtgen biçiminde tek katlı bir binadır. İçi ve dışı kireçle badana yapılmış, çatısı beşik örtüsü ve oluklu kiremitle örtülüdür.’ (s.291)

31. Şeyh İsmail Efendi Sandukası? ‘Sandukanın üstü beşik örtüsü biçiminde ve betondandır. Üstü yeşil yağlı boya ile boyanmış, üstüne de ayetler yazılı yeşil bir örtü ile havlular serilmiştir. Şeyh İsmail efendinin sandukası tek olup yanında başka bir sanduka yoktur.’ (s.292)

32. Şeyh İsmail Efendi Türbesinin bahçesi? ‘Türbenin bahçesi çimenlik olup doğu tarafında pelit ve çınar ağaçları vardır. Türbe ile çimenlik ve bahçedeki ağaçların korunması için Türbenin bahçesi girişine biriket taşlardan çocuklar ve hayvanların geçemeyeceği yükseklikte duvar örülmüştür.’ (s.292)     

33. Şeyhler köyü halkının inancı? ‘Şeyhler köylüleri Orhan beyin Düzce tarafına sefere geldiğinde geri dönerken köylerine uğradığını, Şeyh İsmail’i ziyaret ettiğini, o ziyareti sırasında, önceki seferde kumandanı ile askerlerine pilav, çörek ve ayran ikram ederek onları açlık sıkıntısından kurtardığı için köyleri ile Çalıca köyü ve dolaylarını bir beratla ataları Şeyh İsmail’e vakfettiğini, o tarihten itibaren de köylerinden öşür (zirai vergi) alınmadığını söylemektedirler.’ (s.292-293)

34. Şeyhler köyü halkının felsefesi? Şeyhler köyü halkı, ataları Şeyh İsmail efendiye sevgi, saygı ve bağlılık nedeniyle her yıl ağustos ayında ‘hacet töreni’ düzenlemekte ve büyük ataları Şeyh İsmail efendinin Orhan beyin ordusuna ikramının aynısını katılanlara ikram etmeyi görev addetmektedirler.

 

35. Şeyhler Hacet Töreni Hazırlıkları? 'Şeyhler köylüleri ataları Şeyh İsmail ile Orhan beyin o görüşmelerin hatırasını anıp o hatırayı kuşaktan kuşağa intikalini temin için her senenin Temmuz ayının son haftalarında hazırlık başlatırlar. Hendek çarşısından pirinç, un, yağ, şeker ve başka kumanyalar alırlar.’ (s.293)

36. Şeyhler Hacet Töreni Tarihi? Şeyhler köyü Hacet Töreni her yıl Ağustos ayının ilk Pazar günüdür.

37. Şeyhler Hacet Töreni? ‘Hendek müftüsü cami hocalarıyla saat 09.00 sıralarında Şeyhler köyüne gelir. Şeyh İsmail hazretlerinin türbesinin bahçesine gelip orada toplanmış olan cemaate kısa bir konuşma yapar, sonra da mevlidi başlatır. Mevlid sona erip dua edildikten sonra öğle ezanı okunur. Ezanın okunmasından sonra cemaatle öğle namazı kılınır. ’ (s.293)

38. Şeyhler Hacet Töreni ikramları? ‘Öğle namazı kılındıktan sonra Şeyhler köylüleri çocuklar, kadınlar, gençler ve cemaate hazırlamış oldukları pilav, çörek, ayran ve erik hoşafından dağıtırlar.’

 

39. İkram sonrası dua? ‘İkramları yiyen cemaat, Şeyh İsmail İzzettin hazretlerinin türbesini ziyaret edip dua ederler. Sonra da muhtara v köylülere teşekkür edip veda ederler.’

 

40. Şeyhler köylülerinin mutluluğu? ‘Her yıl düzenlenen bu törenler Şeyhler köylüleri için bir moral kaynağı ve psikolojik rahatlama olmaktadır. Başta köy muhtarı ve Şeyhler köylüleri, uzaktan yakından köylerine gelip Şeyh İsmail Hacet Törenine gelip bu törenlere katılanlara pilav, çörek, ayran, erik hoşafı gibi yiyecek ve içecek ikram ettiklerinden dolayı çok memnun ve mutlu olurlar. Bir sonraki Hacet Töreni gününün gelmesini dört gözle beklerler.’ (s.294)

cebeci
Dr. Murat Cebecioğlu
Bu yazı toplam 5299 defa okunmuştur.
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim