• İstanbul 15 °C
  • Ankara 21 °C

Yıllık Tarafsız Oldukça Saygınlık Kazanır

Yıllık Tarafsız Oldukça Saygınlık Kazanır
Osman Özbahçe, dokuz yıldır Türkiye’nin alanında tek yıllığı olan Türkiye Kültür ve Sanat Yıllığı’nı yönetiyor.

Türkiye Yazarlar Birliği yıllığı 1984’te yayına başladı. Yıllık 35. yaşında! 35 yılda o kadar çok şey değişti ki. Buna rağmen Türkiye Kültür ve Sanat Yıllığı yayınına devam ediyor.

Bu zor işi Türkiye Yazarlar Birliği sorumluluk bilinciyle sürdürüyor. Türkiye Kültür ve Sanat Yıllığı’nın ülkemizin en uzun ömürlü yıllığı olduğunu da kayda geçirelim.

Osman Özbahçe şair, yazar, dergi yöneticisi, yayın yönetmeni. Dokuz yıldır zor bir işi yürütüyor. Özbahçe’ye ilk sorumuz Yıllık yayımlamak kolay gibi görünüyor, zorlukları nelerdir?” oluyor.

Yıllık birçok açıdan faydalı bir iş. Öncelikle yıl boyunca yapılıp edilenleri derli toplu bir biçimde görme, değerlendirme imkânı sunuyor. Kalıcı bir yönü var. Yıllar sonra dönüp bakabileceğiniz değerli bir kaynak. Bu itibarla ciddi bir iş. Hazırlığı, yayımı biraz zahmetli. Dokuz yılın farkında değildim. Siz söyleyince demek dokuz yıl olmuş dedim.

Yazarlar Birliği yıllığı tek başına bir edebiyat, şiir yıllığı değil. Birçok alanı kuşatmaya çalışan bir kültür ve sanat yıllığı olduğu için hazırlanması da buna göre biraz daha zor. Örneğin her yıl yeni bir plânlama gerektiriyor. Oturmuş bir kadroyla çalışamıyorsunuz. Her yıl işe yeniden başlıyorsunuz. Önceki yıl yaşanan zorlukları bir kez daha yaşıyorsunuz. Bir dergiyi projelendirip yayımlamanın zorluklarını değişik bir boyutta her yıl yeniden yaşıyorsunuz. Burada bu tür zorlukları sıralamaya gerek yok; ama kolay değil.

2019-yillik.png 2018-001.jpg 2017.jpg 2016.jpg

 

Türkiye Kültür ve Sanat Yıllığı’nın bir geleneği var. 35 yılı aşıp bugüne kadar gelmiş. Arada aksamalar var mı?

Küçük aksamalar var. Ama kesintisiz yayımlanması, bugünlere gelmesi bile tek başına bir kararlılık ifadesi. Kayda değer bir aksama yok.

 

Yıllıklarda, edebî ürünlerin yanı sıra sosyal, siyasi ve ekonomik gelişmelere de yer veriyorsunuz. Bu konuda bir eleştiri aldınız mı?

Zaman zaman eleştiri alıyoruz. Daha ziyade sözlü eleştiriler alıyoruz. Yıllık birçok alanda yayın yapıyor. Kurgusu böyle. Tek başına bir edebiyat yıllığı değil. Bizim yıllığımızda şiir, hikâye, roman ve eleştirinin yanı sıra başta siyaset olmak üzere ekonomiden sinemaya kadar geniş bir yelpaze söz konusu.

 

Kimin hangi konuda ne yazacağını, yazarların tarafsız ve objektif değerlendirmelerde bulunup bulunmayacaklarını nasıl anlıyorsunuz / sağlıyorsunuz. Neye göre karar veriyorsunuz?

Bu biraz tecrübe ve ortamı izlemeyle ilgili bir mesele. Fakat bu konularda bütünüyle tek başıma karar vermiyorum, vermedim. Bunun için toplantılar yapıyoruz. Hep birlikte yazarlarımızı seçiyoruz. Onlarla iletişime geçiyoruz. Yıllık için en önemli aşama burası. Kimin ne yazacağı netleştikten sonra yazıların takibi, redaktesi, mizanpajı, baskısı sonraki iş.

 

Yıllık yazarlarına telif ödenebiliyor mu?

Maalesef ödeyemiyoruz. Zaman zaman telif gerekçesiyle yazamayacağını söyleyen arkadaşlarla da karşılaşıyoruz. Biz bu işi elimizdeki imkânlarla önemine inandığımız için yapıyoruz. Yıllığı ortaya koyabilmemiz maddi açıdan tek ödülümüz.

 

Bazı yıllıklarda bazı bölümler yer almıyor. Bunun sebebi nedir?

Bu aksamaların nedeni, öncelikle, o konuda bütün yılı izleyip değerlendirebilecek yazar bulamamaktan kaynaklanıyor. Örneğin roman. Türkiye’de rahatça başvurabileceğiniz, adı ilk plânda hatırlanabilecek bir roman eleştirmeni yok. Bu durumda ya genç yazarlardan fedakârlık istiyorsunuz, ya genç romancılara başvuruyorsunuz. Bazen de işin başında yazma sözü verdiği hâlde sözünü tutamayan yazarlarımız oluyor. Böyle sürprizler de var.

 

En çok hangi bölümlerin yazılmasında zorluk yaşanıyor?

Edebiyat alanında işler diğer alanlara göre daha düzgün. Fakat romana, İbrahim Demirci olmasa dil bölümüne yazar bulmakta zorluk çekiyoruz. Bu biraz da bir alanı bir yazarımızın kendine iş edinmesiyle ilgili. Örneğin deneme bölümü de bölüm yazarı bulmakta zorlandığımız bir alandı. Hüseyin Akın denemeyi izlemeyi ve yazmayı kabul ettiğinden beri bu zorluk aşıldı.

 

Yıllıklarda düzenli yer alan bölümler kitaplaştırılarak bir dönem okumasına dönüştürülebilir mi?

Rahatlıkla ve kesinlikle. Bu seçmeleri sadece şiir, hikâye, roman, eleştiri olarak da düşünmemek lâzım. Siyaset, kültür, ekonomi, hatta nesillerin mirası başlığı altında yayımlanan söyleşiler ciddi bir birikim. Bir alanı böylesine, kronoloji imkânı da veren bir yaklaşımla örneğin 10 yıl boyunca izlemek yorum açısından eşsiz bir fırsat.

 

Edebiyat, sanat günümüz insanının öncelikleri arasında değil

 

Günümüzde internet aracılığı ile bilgiye kolay, ucuz, hızlı ve fakat güvensiz bir ulaşım sağlanıyor. Bu durum, tüm basılı yayınlarda olduğu gibi, yıllıkları da etkiliyor mu?

Etkiliyor. İnternetin etkilemediği ne kaldı zaten? İnternet her şeyi etkiliyor. Yıllıkları da etkilediği düşünülebilir. Fakat basılı, matbu işleri ne ölçüde etkiliyorsa o ölçüde. Daha çok veya daha az değil. Bu konuda yaşanan sorun belirli bir alanla sınırlı bir etki değil. Daha yapısal ve bütün dünyayı ilgilendiren bir sorun. Ben iş düzgün yapıldığı takdirde matbu eserin kıymetinin ve kalıcılığının aşılamayacağı kanısındayım. İnsanların olaylara, hayata, insana bakışı değişti. Öncelikler değişti. Kitap bu öncelikler arasında değil. Buna rağmen sağlam iş çıkarıldığında bütün zorlukların kolayca aşılabileceğini biliyorum. İnsanlar kolay, üstünkörü iş yapıp bununla kıyaslanamayacak ölçüde büyük ödüller bekliyor. Alamayınca örneğin interneti suçluyorlar. Sağlam iş her zaman takdir görür. El üstünde tutulur. Bu benim mottom. Günümüzde insanlar, toplumlar ancak korkunç kelimesiyle tanımlanabilecek bir rutine, bir aymazlığa ayarlanmış gidiyor. Yani aymazlığa kapılmış bile değil, bile isteye kendini böyle kurgulamış. Kitap, edebiyat, sanat günümüz insanının öncelikleri arasında değil.

 

Hiçbir iş yapamazsam yıllık çıkarırım diyen şairler oldu

 

İlk heyecan ve hevesle çıkıp arkası gelmeyen birçok yıllık var.

Türkiye’de daha ziyade edebiyat yıllıkları var. Aslında daha ziyade demeye de gerek yok. Sadece edebiyat yıllıkları var. Bunlar da ne yazık ki geçmişten bugüne devremedi. Belirli bir dönem yayın yaptılar ve kapandılar. Varlık yıllığı, Aziz Nesin yıllığı, Mehmet H. Doğan yıllığı gibi. Edebiyatı tek başına kaplayan asıl yıllıklar şiir yıllıklarıdır. Bunların en uzun ömürlüsü de Mehmet H. Doğan’ın hazırladığı yıllıklar. Mehmet H. Doğan’dan sonra bu yıllığı bir süre Baki Asiltürk devam ettirdi. 2000 sonrası şiirimizde bir yıllık patlaması yaşandı. Peş peşe birçok şiir yıllığı yayımlandı. Fakat uzun ömürlü olmadı hiçbiri. Dönemsel bir olgu olarak yaşanıp geçildi. Bu patlama bence manifestolar dönemi biçiminde tanımlayabileceğimiz sürece koşuttu. Yıllıkların uzun ömürlü olmamalarının nedeni de bu alanda yaşanan zorluklar değildi. Şair manifestoyla ne yapmak istediyse yıllıkla da onu yapmak istedi. Kendini kabul ettirme ve iktidar kurma. Sezai Karakoç, Cemal Süreyya neden yıllık çıkarmakla uğraşmadıysa bu şairler tersinden o nedenle yıllık çıkarmaya çalıştı ve ortam yıllık bombardımanına tutuldu. Örneğin şairseniz ve yıllık çıkarıyorsanız sizin niyetiniz yıllığı bir iktidar aracı olarak konumlamaktı, sağlam şair olmadığınız için iktidar kuramadınız, yıllıkla da buna ulaşamadınız ve kapattınız. Veya adınızı duyurmaya yönelik bir girişimdi, buna ulaştınız ve yıllık işlevini tamamladığı için kapattınız. İşin öneminden, perspektifinden kaynaklanmayan nedenlerle yayın yaptığınız için bir süre sonra iş zaten kendiliğinden bitti. Hiçbir iş yapamazsam yıllık çıkarırım diyen şairler yıllık çıkardı. Türkiye’de, bu yıllığa girdiğin takdirde Türk şiiri seni kabul etmiştir anlamında ciddi bir yıllık hiçbir zaman çıkmadı. Yapılan iş her zaman belirli, sınırlı bir açıdan genel manzara hükmünde kaldı.

 

Yıllıklar vazgeçilmez başvuru kitaplarıdır

 

Araştırmacılar için büyük bir kaynak eser niteliği taşıyan TYB Türkiye Kültür ve Sanat Yıllıkları konulara hâkim içerik, özenli ve tertipli sayfa düzeninden taviz vermeden bugünlere geldi. Aradan geçen uzun yıllara rağmen TYB yıllıklarına olan bu ilgiyi nasıl değerlendiriyorsunuz?

Yıllıkların ikna edici olması gerekir. Ne tür bir ikna edicilik? Tarafsızlık ve kalite açısından. Yıllık kalite ve tarafsızlık üzerine kuruldukça saygınlık kazanır. Bütün fotoğrafı verebildiği ölçüde önemlidir. Mesele şiirse belirli bir derginin, çevrenin, fraksiyonun sözcülüğü sizi yıllık yapamaz. Türkiye Yazarlar Birliği kurumsal kimliğiyle kuşatıcı bir yayın yapıyor. Kurumsal kimlik yayının sürdürülmesinde de belirli bir etkiye sahip. Yazarlar Birliği yıllığı ilk dönemlerinde, benim öğrencilik yıllarıma denk gelen 80’li yıllarda daha etkiliydi. Bu yıllığı edinmek ve okumak önemliydi. Bence bu önem bugün de sürüyor. Yıllıklar yıllandıkça değerlenen kitaplardır. Vazgeçilmez başvuru ve kaynak kitaplardır.

 

Mahmut Erdemir

2015-001.jpg 2014.jpg 2013.jpg 2012.jpg

 

Bu haber toplam 1422 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim