İlminin hakkını veren, zekâtını vermek için her tür zorluğa göğüs geren, fikir çilesi çeken, mantık bilimini Mevlânâ üzerinden tasavvufu okuyarak yeniden inşa eden, mantığı bir gönül coğrafyası diline dönüştürme cehdi gösteren bir gönül insanı.
İbrahim Emiroğlu Hoca’dan söz ediyorum.
İzmir’de öğrencilik yıllarımızda bizim istikametimizin belirlenmesinde, fikir dünyamızın şekillenmesinde ve zenginleşmesinde rolü olan bir Ağabey, Emiroğlu Hoca.
Zamanını, ilmini, kardeşliğini, derdini herkesle paylaşmaktan çekinmeyen bir çilekeş, bir gariban.
İzmir’de müftülüğün düzenlediği bir Mevlid-İ Nebî toplantısında orta dereceli okulların öğrencilerinden oluşan bir topluluğa konferans veriyor.
Mantıkçı olduğu için sözü nasıl söylemesi gerektiğini çok iyi bilen bir insan.
Böyle bir insanın başına gelenler, ne kadar sürreel, absürt bir ülkede yaşadığımızı gösterecek cinsten, hatta ürpertici ve geleceğimiz adına düşündürücü.
Konferansta söylemediği sözlerden ötürü, Doğu Perinçek ekibine yakın Eğitim-İş Sendikası’nın gazıyla yalan haberlerle ve iftiralarla bazı gazetelerde ve sosyal medyada linç edildi İbrahim Emiroğlu Hoca!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.