Hayatını imanına, vatanına ve milletine adayan Mehmed Âkif’in tabutunu gençlik ve halk 80 yıl önce Edirnekapı’ya kadar omzunda taşıdı ve büyük şairi vatan toprağına tevdi etti...
Resmiyet unutturmaktan yanaydı, tören yaptırmadı; ama unutturmayı başaramadı.
İstiklâl Marşı şairi öldükten sonra -âdeta- hayata döndü ve zulme, zorbalığa karşı hep önümüzde yürüdü...
Zulmü alkışlayamam, zâlimi asla sevemem!
27 Aralık, Büyük Âkifimizin birinci hayatının sona erişinin 80. yıldönümü...
Türkiye Yazarlar Birliği O’nu 1978’den beri hiç aksatmadan İstiklâl Marşı’nı yazdığı Taceddin Dergâhı’nda anıyor...
80 yıl sonra, yine oradayız! Yine Âkifleyiz...
Büyük şairimizin Bülbül’ü, Süleyman Nazif’e şiirini ve Leylâ’yı yazdığı yerde
Saldırsa da kırk Ehl-i Salîb ordusu, kol kol,
Dört yüz bu kadar milyon esîr olmaz, emîn ol.
Onun şiirleri baskılar, zulümler karşısında bizi hep diri tuttu, vakarlı tavrı gençliğe her zaman örnek oldu.
15 Temmuz’da mel’un darbe teşebbüsü ortaya çıktığında, elimizde ay yıldızlı bayrak, dilimizde onun şiirleri vardı. Geceydi, zifiri karanlık:
Bir hilâl uğruna, yâ Rab, ne güneşler batıyor!
haykırışları tankların paletlerini kilitledi,
-Korkma!
Cehennem olsa gelen göğsümüzde söndürürüz;
Bu yol ki Hak yoludur, dönme bilmeyiz, yürürüz!
mısraları savaş uçaklarından atılan bombaları boşa çıkardı. Dualarımıza karışmış şiirleri en büyük güç kaynağımız oldu.
Seksen yıl sonra Âkif’le ve Âkifce haykırıyoruz:
Değil mi sînede birdir vuran yürek...Yılmaz!
Cihan yıkılsa, emîn ol, bu cebhe sarsılmaz!
Mehmed Âkif’i, o milleti ve vatanı için çarpan hisli yüreği, o imanlı büyük ruhu 80 yıl sonra da unutmadık.
27 Aralık 10.30’da Teceddin Dergâhı’ndayız...
Türkiye Yazarlar Birliği
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.