• İstanbul 15 °C
  • Ankara 17 °C

Abdurrahim Toprak: Modernitenin Meşruiyeti ve Emek

Abdurrahim Toprak: Modernitenin Meşruiyeti ve Emek
Tüm tanımlamalar yapılmış, teşhisler konulmuş, çözümler biliniyormuş, en iyi sistemler inşa edilmiş gibi kabul edilse de aslında insana- insanlığa dair sorular ve sorunlar ortada dağ gibi duruyor.

 Dağ gibi sorunların çoğunluk tarafından görmezden gelinmesi ya da rıza gösterme, ikna olma hali dikkat çekiyor. Sanıyorum ki kapitalizmin en büyük başarısı artık kendisinden başka bir yaşam formunun olmadığına insanlığı ikna etmiş olması olmalı. Yaygın ve yerleşik kabuller ile alanını tahkim eden modernist-kapitalist anlayış insanı başka türlü düşünmekten alıkoyuyor ve insana başka türlü düşünme imkânı tanımıyor. Bu noktada ikna olan insan artık modernizmden-kapitalizmden kaynaklanan sorunları hayatın doğal ve aşılmaz bir parçası olarak görüp bunlarla yaşamayı içselleştiriyor.

Mevcut sorunları oluşturanların değil de bu sorunlara muhatap olanların kabullenmişliği modernist-kapitalist bir dünyada emek ve sermayeye dayalı sorunları da çözümsüz kılıyor. Adil olmayan, çatışmacı bir emek-sermaye ilişkisi; modern ahlakla hayatı tanzim eden insanın kapitalist bir ekonomik anlayış içinde yaşamını sürdürmeye rıza göstermesi, hatta başka türlüsünün mümkün olmadığını kabul etmesi herhangi bir iyileşme ihtimalini de ortadan kaldırıyor. Çünkü sorunların kaynağı olan bir anlayış aynı zamanda o sorunlara çözüm geliştiremez. Yani su içerken boğulan birisini su içirerek kurtaramazsınız. Emek-sermaye ilişkisini sömürü düzenine çeviren şey modern ahlak ve kapitalizm ise çözümü aynı yerde bulamazsınız.

İnsanlığın içinde bulunduğu duruma dair gözlem yapan, bu konuda düşünenler genel itibarla “sistemin kötü olduğu, sömürünün hakim olduğu, adaletin olmadığı, insanlığın bir ahlak krizi ile boğuştuğu” serzenişlerinde bulunsa da çözüm noktasında “artık elden bir şey gelmeyeceğini” belirterek bahsi kapatıyor. Sorunun ne olduğuna dair hemen herkes doğru noktalara işaret ediyor. Çünkü herkes bir biçimde sorunu yaşıyor. Ancak bu sorunun nereden-niçin kaynaklandığına dair derli toplu bir analiz ve bu sorunun nasıl çözüleceğine dair kendi içinde tutarlı bir alternatif yaşam anlayışı ortaya koyamıyor. Alternatif yaşam önerileri daha önce denense de “ütopya” diye nitelendirilmekten kurtulamamışlar. Güzel ama uygulanması mümkün değil.

Bu haber toplam 384 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim