İslam uygarlığının yeniden ele alınışı, canlandırışı, bir ticaret ve kazanç işi olmadığı gibi, bir politik sömürü aracı da değildir. Bunun yanında, bir inanç ve gönül verme, kişiliğin kaçınılmaz ortaya çıkma işidir. Kaderin belirlediği bir misyondur. Özveri ve dayanma gücü isteyen bir misyon…
Rahmet-i Rahman’a kavuşan Sezai Karakoç, bunun en iyi örneğini veren ve yaşayan biriydi. Sosyal medyada onunla ilgili paylaşımlarda bulunan-doğru yanlış- bilgilerle ortaya koydukları tavır, azı müstesna genellikle sansasyonel bir eda içinde cereyan etmekte olduğuna tanıklık etmekteyiz.
Ahmet Sezai Karakoç, geçmişte neler yaşadı, yanında kimler vardı, bir elin on parmağını geçmeyecek sayıda etrafındaki insanların dışında kimler destek verdi? Bu ve bunun gibi sorulara cevap bulmamız için zaman tünelinde bir yolculuğa çıkalım.
Büyük sanatkârın acılı günlerinden bir kesit verelim ve geçmişe bir ayna tutmaya çalışalım şimdi… Günümüzün yaşayan büyük şairi Sezai Karakoç, politikanın ve çıkar rüzgârlarının sert esen rüzgârları önünde savrulmadan ayakta kalabilen ve prensiplerinden ödün vermeksizin hayatını sürdüren ve bugünlere kadar gelebilen ender sanatkârlardan biridir.
Devamı: https://www.insaniyet.net/acilarla-suren-cileli-bir-hayat-sezai-karakoc/
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.