• İstanbul 18 °C
  • Ankara 18 °C
  • İzmir 21 °C
  • Konya 19 °C
  • Sakarya 20 °C
  • Şanlıurfa 27 °C
  • Trabzon 17 °C
  • Gaziantep 24 °C
  • Bolu 16 °C
  • Bursa 20 °C

Adalet Bakanı Tunç: Türkçe kadim bir hazinedir

Adalet Bakanı Tunç: Türkçe kadim bir hazinedir

Türkiye Yazarlar Birliği’nin ilkini “Yunus Emre ve Türkçe Yılı Münasebetiyle” 2021 yılında; Türkiye Dil ve Edebiyat Derneği, Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi ve Yunus Emre Enstitüsü'nün destekleri ile gerçekleştirdiği ve kitap olarak da yayımlanan Türkçe Şûrası’nın ikincisi de yapıldı.

Türkiye Yazarlar Birliği, Türkiye Adalet Akademisi, Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi, Atatürk Kültür Dil ve Tarih Yüksek Kurumu ile Türk Dil Kurumu’nun iş birliği ile düzenlenen şûraya; TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Av. Yusuf Beyazıt, Anayasa Mahkemesi Üyesi Selahaddin Menteş, Yargıtay Birinci Başkan Vekili Ahmet Ömeroğlu, HSK Başkan Vekili Mehmet Akif Ekinci, Adalet Bakan yardımcıları Hurşit Yıldırım, Mehmet Yılmaz, Anayasa Mahkemesi genel Sekreteri Murat Azaklı ve Yargıtay Genel Sekreteri Mehmet Fatih Belviranlı da katıldı.

16 Aralık 2024 tarihinde Türk Dil Kurumu’nun Konferans Salonu’nda 2.Türkçe Şûrası “Hukuk Dili” temasıyla  başlayıp iki gün süren programın açılışında konuşan Adalet Bakanı Yılmaz Tunç;  Türkçenin yalnızca bir iletişim aracı değil, aynı zamanda, bilgi birikimini aktaran, düşünce dünyasını şekillendiren ve kimliği inşa eden kadim bir hazine olduğunu vurguladı.

"Dil meselesinin siyasi, ideolojik veya başka açılardan ele alınması yalnızca dile karşı zarar verici hamleler değildir" görüşünü paylaşan Adalet Bakanı Tunç, Türkçeye sahip çıkmanın yalnızca geçmişe bir vefa borcu değil, geleceği inşa etmenin de en sağlam yolu olduğunu kaydetti.

Adalet Bakanı Tunç, hukuk ve yargı dilinin, milletin kimliğini, toplumsal değerlerini ve kültürel birikimini doğru bir şekilde aktarması gerektiğini belirterek, şöyle devam etti:

"Toplumda adaletin sağlanabilmesi, sadece kanunların doğru uygulanmasıyla değil, aynı zamanda o yasaların, dilin ve kavramların halkla olan iletişimiyle de doğrudan ilişkilidir. Yargı dilinin sade, anlaşılır ve toplumun geniş kesimleriyle uyum içinde olması, hukukun evrensel prensibi olmasının yanında, o milletin kültürel ve toplumsal yapısına saygı göstermek demektir. Bundan hareketle, hukuk dilinin de dil bilinciyle şekillenmesi gerektiğini vurgulamak istiyorum. Çünkü her dil, bir halkın düşünce tarzını, değerlerini ve inançlarını yansıtır. Yargı dili, bu anlamda bir köprü işlevi görmeli, milletin kimliğini anlamada ve yaşatmada önemli bir rol oynamalıdır. Bu nedenle Türkçeyi hukuk dilinin omurgası olarak görmek, sadece bir tercih değil, tarihimize, kültürümüze ve kimliğimize duyduğumuz sadakatin gereğidir."

-Yargı Kararları, Vatandaşın Kavrayabileceği Açıklıkta Yazılmalı

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, son 22 yılda temel kanunların tamamının, toplumun ihtiyaçları ve çağın gereklerine uygun şekilde milletin anlayacağı şekilde, Türkçeye özen göstererek yenilendiğini anımsattı.

Kanun yapımı konusunda bilim komisyonlarının çalışmalarını sürdürdüğünü dile getiren Bakan Tunç, "Mevzuat yapımının yanında hukuk eğitimi de Türkçenin tüm derinliklerini ve ifade gücünü aktaracak şekilde yeniden ele alınmalı ve geleceğin genç hukukçuları, Türkçenin ifade gücüyle donatılmalıdır. Çünkü yargı kararlarının, vatandaşın doğrudan kavrayabileceği açıklıkta yazılması bir zorunluluktur. Bu, yalnızca dilin değil, aynı zamanda hukukun da demokratikleşmenin de anahtarıdır." görüşünü paylaştı.

Adalet Bakanı Tunç, bir dönem dildeki yanlış kullanılan kelimeler ve anlatım bozukluklarının moda haline geldiğini, söz konusu yanlış kullanımların yargı kararlarına da yansıdığını ifade etti.

Yargı dilinin doğru, açık ve anlaşılır olması gerektiğine işaret eden Bakan Tunç, "Yargı kararlarında yanlış, yapmacık kelimeler kullanılması hukukun kesinlik ve güven arayışıyla bağdaşmaz. Aynı zamanda adaletin doğru bir şekilde sağlanmasını engeller. Dilin yozlaşması, yargının tarafsız ve adil bir şekilde toplumun değerlerine hitap etmesini zorlaştırır. Hukuk dili, halkın anlayabileceği şekilde açık ve net olmalı, gereksiz kelime oyunlarından ve dilsel karmaşadan kaçınılmalıdır." dedi.

Türkiye Yazarlar Birliği Genel Başkanı Prof. Dr. Musa Kazım Arıcan da yaptığı konuşmada, “Konumuz hukuk dili olunca şunu ifade etmek isterim ki; Elbette ki, her meslek dilinde bir ayrıcalığın olması doğaldır. Meslek gruplarına göre dilsel ayrılıklar olsa da hukuk dili, genel dilden tamamen ayrı ve bağımsız değildir. Hukuk kuralları kelimeler ile belirginleşmektedir.” diye konuşan Arıcan sözlerini şöyle sürdürdü:

“Anayasa ve yasa metinlerinden bakanlık genelgelerine, iddianamelerden mahkeme kararlarına, idari yazışmalardan tebligatlara kadar hukuk sistemi içindeki yazışma ve metinlerin okunması, algılanması ve yorumlanmasında zaman zaman zorluklar yaşanmaktadır. Özellikle yasalar, en az yanlış yapılması değil, hiç yapılmaması gereken metinlerdir. Yasalar meclisten geçmeden mutlaka ve özenle dil denetiminden geçirilmelidir. Ayrıca,  yasaların dili ile ilgili mesele sadece görünenden ibaret değil meselenin bir de mana yönü var ki, asıl bu mana yönünün son derece önemli olduğuna inanıyorum.

Hukuk dili kolay anlaşılır olmalıdır

Şu bir gerçek ki; Diğer uzmanlaşmış diller gibi özel terimleri ihtiva eden, kendine has kelime ve kavramları olan hukuk dilinin yoruma yol açmayacak şekilde açık, net herkesin anlayabileceği sadelikte, duru, akıcı, kolay anlaşılır  olması, yerli yerinde kullanılan cümle bağlantıları  metinlerin çabuk ve doğru anlaşılmasını sağladığı gibi o nispette benimsenmesini de  sağlar.

Günün değişen şartlarına bağlı olarak, teknolojik, sosyolojik, ekonomik ve toplumsal gelişimler gereğince genel dilde olduğu gibi hukuk dilinde de zamanla bazı kelime ve kavramlar kullanımdan düşer, yenileri oluşur. Günümüzde Türkçe kelime  ve terimler itibariyle oldukça zengin bir güce kavuşmuştur. Dolayısıyla, yapısı itibariyle en karmaşık hukuksal metinleri anlaşılır hale getirecek bir konumdadır.”

Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Başkanı Büyükelçi Prof. Dr. Derya Örs, Türkiye Adalet Akademisi Başkanı Muhittin Özdemir ve Türk Dil Kurumu Başkanı Prof. Dr. Osman Mert de yaptıkları konuşmalar da Türkçenin önemi ve hukuk dilinde Türkçenin doğru ve anlaşılır kullanmasının önemine vurgu yaptılar.

Hâkim ve savcıların, hukukçuların, edebiyatçıların, yazarların ve akademisyenlerin büyük ilgi gösterdikleri kitap olarak da yayımlanacak şûrada dört oturumda on dört bildiri sunuldu.

 

Bu haber toplam 446 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim