Konjonktür Müslümanlığının geçmişi, Arap-İslam ve Türk-İslam imparatorluklarına kadar uzanmaktadır. Muhalefetsizliğimizin nedenlerinden birisi olan konjonktür Müslümanlığı, iktidarını kurmak ve pekiştirmek için uydurma hadisler dahil hurafe bir din kurmaktan çekinmemiştir. Güce göre konumlanma, haklıyı değil iktidar ve güç sahiplerini savunma olarak tanımlanabilecek “konjonktür Müslümanlığı”nın günümüze uzanan tezahürlerine şahit olmaktayız. Dershane tartışması İslami grupları ikiye bölmüş durumda. Bir tarafta küresel sermeye ve güç odaklarının desteğine güvenerek Türkiye’de paralel “dinci Kemalist” rejim kurma peşinde olan “camia”, diğer yanda şark pragmatizminin bölgedeki en güçlü pratisyeni olan iktidar partisi ve onun güdümündeki sivil toplum örgütleri (PANGO- siyasi partiler tarafından kurulan sahte sivil toplum örgütleri ya da siyasi iktidar ile bağımlılık ilişkisi içinde olan sivil olmayan toplum örgütlenmeleri). Dünya menfaati ve iktidar hırsı üzerinden sürdürülen bu çatışmada ilkesel duruşunu bozmaksızın ve siyasi iktidara göre konum almaksızın hakkı söylemeye devam eden Mazlumder’i gerçek sivil toplum örgütü örneği olarak bu ayrı bir yere koymak gerekmektedir.
İki yıla yakın süredir soğuk çatışma olarak derinlerde hükmünü süren camia-hükümet (aslında Erdoğan) kavgasının sıcak çatışmaya dönmesiyle saflar ve pozisyonlar iyiden iyiye belirginleşmiş durumdadır. Camia tüm örgütsel gücü ile Erdoğan yönetimindeki hükümeti yıpratmaya ve dershaneler konusu üzerinden camianın toplumsal ve siyasal iktidarını pekiştirmeye çalışmaktadır.
Yazının devamı için: http://www.milatgazetesi.com/KONJONKTUR-MUSLUMANLIGI/50177#.UqV7GdJdXlY































Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.