tartışma bir “araç” olmaktan ziyade “amaç” haline gelmişse, ortalıkta şeytan ve dostları cirit atıyor demektir. Bu tip eleştirilerin muhataplığı istikamet üzere düzeltmek amacı yoktur. O nedenle yol gösterici nasihatlere ve alternatif düşünce şekillerine yer vermez. Bu tip eleştiriler, azgınlığının zirvesine gelmiş zalim ve hakkı bilerek örtenlerin dışında kimseye yapılmamalıdır. Böylesi sert eleştiride bile dil ve üslubun ağırlığı ve karakteri korunmalıdır. Bir insan/Müslüman için hayra çağırıp emr-i bil maruf ve nehy-i anilmünker temel kaide olmalıdır.
İkinci tip eleştiri, “ihya” edici karakteri haizdir. Münekkidin, tevhid, ahlak, hakikat ve adalet namına, “Sokratik sokmayı” ve “Ebu Hanife duruşu” önceleyerek bir “at sineği” sessizliği ile muhatabını rahatsız etmesi ve “doğru”nun muhatabında “doğması”nı temin eden eleştiri, hakikatin dili olmanın vasatıdır. Zaman zaman sert ve ağır da olsa şahsilikten uzak şok tedaviyi öncelediği ölçüde “ihya” edicidir. Varoluşunu “mülk”e ve aklını “kira”ya vermeyen erdemli insanların, hesabını sadece Allah’a ve vicdanlarına verecekleri günün öncesinde, hesapsız, kitapsız ve pozisyonsuz bir istikamet tutturması ve “konjonktür insanlığı/Müslümanlığı yerine “ilkesel” Müslümanlığı önceledikleri eleştiride hem rahmet hem ihya vardır. Sezai Karakoç’un “diriliş muştusu”nda yıkanan eleştiri, muhatabını erek doğrultusunda istikamete ikna hareketidir.
Bu eleştiri tipinde metoda ilişkin hatalardan çok esasa ilişkin çarpıklıklar açığa çıkarılmalıdır. Müslümanlara/erdemlilere karşı merhametli ve dostane bir dil kullanılırken, kendini bilmez zalim ve münafıklara karşı gerektiğinde izzetli, vakur ve sert bir üslup tutturulmalıdır. Doğruların hakkı verilmeli, yanlışlar, daha büyük ulvi gayeler adına bile olsa asla ve kat’a gizlenmemelidir. İhya edici eleştirinin amacı, sonu kötü olan iş ve eylemlerin düzeltilerek insani/İslami hayatın yeniden diriltilmesi çabasına müncer olmalıdır. Bu nihai hedef yönünde yapılacak eleştirilerin en önemli parçası, çözüm önerilerine eleştiriden daha fazla önem verilmesidir. Akla ve mantığa uygun çözüm yolu göstermeden yapılan eleştiriler ihya edici değil yıkıcı eleştiriye örnek olacaktır. Velev ki bu eleştiriler Müslümanlara yapılmış olsa bile.































Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.