• İstanbul 14 °C
  • Ankara 7 °C
  • İzmir 16 °C
  • Konya 11 °C
  • Sakarya 11 °C
  • Şanlıurfa 20 °C
  • Trabzon 16 °C
  • Gaziantep 17 °C
  • Bolu 10 °C
  • Bursa 12 °C

Adem’in İnsan Olması

Adem’in İnsan Olması
“Âdem, insan değil miydi?” ki, diye bir soru aklımıza gelebilir. Bence hepimiz gibi O da insan olmaya çalışan bir “insandı.”

Oluş, olup-biten bir şey değil, süregelen/süregiden bir şey.

İnsan = Âdem, Rabbi/miz tarafından potansiyel kapasiteler/imkânlarla yaratıldı ve Rabbimiz bu imkânları insanın kendisinin kullanmasına izin verdi. Nedir bu imkânlar? Akıl ve irade… Akıl ve irade dışındaki diğer tüm imkânlar, diğer canlılarda da var.

İnsana, “fücur ve takvâ” üflendi/ilham edildi. = “fe elhemahâ fücûrehâ ve takvâhâ.” (91/8.) ve seçim, insanın kendisine tevdî edildi/verildi.

Fücûr ve takvâ, iyilik ve kötülük demek. İnsanı iyilik iyi; kötülük kötü yapar. İnsan için iyilik hak; kötülük zulüm/haksızlıktır. İnsan, kötülük yapınca zulmeder; bu zulüm kendine de olabilir, başkalarına da. Nitekim “sadece” Âdem varken, bu zulüm Âdem’in kendine idi ve Âdem, kendi hakkı olanın dışında bir şey yapınca = şeytanın hakkı olan “o yasak ağacın meyvesinden yiyince”, “Rabbenâ zalemnâ enfüsenâ = Rabbim nefsime zulmettim.” (7/23.) dedi. Allah-u A’lem, buradaki nâ (nahnu) zamiri, bize/biz Âdemlere ve ilk Âdem’e de gider.

Zulüm, “yasaya aykırı” hareket etmektir. Zulmün olması için “âdil bir yasanın”, dolayısıyla da ‘Yasa Koyucu’nun olması şarttır. Herkes kendine (= kendi kafasına) göre yasa/kural koymaya kalksa, hak da zulüm de izâfîleşir. Yasayı, Allah (= Yaratıcı) koymuş; herkesin hakkını da O belirlemiş; ‘âdeta”, Ey Âdem! senin hakkın şu; ey şeytan! senin hakkın da şu; demiş, her varlığa hakkını vermişti…

İnsanın (= Âdem’in) insan olması için de onun içine insan olma ile insan olmamayı (= insanlıktan çıkıp başka bir şey olmayı) koymuş/yerleştirmiş; seçim yapması için de ona akıl ve irade vermişti.

Bu dünya hayatı, bizler için insan olmanın veya olmamanın (= başka bişey olmanın!) sahnesi ve imkânı. Âdem, (o gün!) kendine (ve başkalarına!) haksızlık etmeseydi, insan gibi = insan olarak cennette yaşayıp gidecekti ama O, insanlığına (= kendine) zulmetti ve (daha sonra!) içindeki insanlık, Onu pişmanlığa = tövbe etmeye sevk etti; “Rabbenâ zalemnâ enfüsenâ” dedi.

Hâlâ insan ol(a)mamada ısrar edenler, zulmetmeye, haksızlık etmeye devam ediyor. İnsan olmayı seçenler, zulmü, haksızlığı terk ediyor, reddediyor.

Devamı: https://www.insaniyet.net/ademin-insan-olmasi/

Bu haber toplam 308 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
  • Yavuz Bülent Bakiler, son yolculuğuna uğurlandı30 Eylül 2025 Salı 08:37
  • Güz Sonatı29 Eylül 2025 Pazartesi 13:14
  • Fatma Gülşen Koçak Hz Hatice’yi Anlattı23 Eylül 2025 Salı 11:20
  • Bursa: Şiir Şehir17 Eylül 2025 Çarşamba 12:09
  • Selim Cerrah Cihannüma Genel Başkanı oldu16 Eylül 2025 Salı 13:43
  • Genç Birikim dergisinin Eylül 2025 (279'uncu) sayısı çıktı.15 Eylül 2025 Pazartesi 11:47
  • Kaybettiğimiz Meçhul; Kendimiz11 Eylül 2025 Perşembe 14:21
  • Yaşayan Dil-Yaşatan Dil11 Eylül 2025 Perşembe 12:08
  • Modern Dünya İnsanın Hikayesi: Yokuşa Akan Sular10 Eylül 2025 Çarşamba 13:39
  • Şiir Ezber mi Bozacak Rahatsız mı Edecek?08 Eylül 2025 Pazartesi 10:43
  • Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
    Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim