• İstanbul 13 °C
  • Ankara 12 °C

Ahir Zaman Toplumu, Ali Faruk Yaylacı

Ahir Zaman Toplumu, Ali Faruk Yaylacı
Bilincine varmaktan olabildiğince uzak olduğumuz bir durumdur -içinde yaşadığımız toplumun ancak sahih bir tasviri yapıldığında görebileceğimiz- hakikat. Bu hakikat “ahir zaman toplumu”nda yaşıyor oluşumuzdur.

 Nice feylesoflar ve sosyologlar içinde yaşadığımız bu meymenetsiz çağı tanımlamak için türlü kavramlar geliştirdiler; bilgi toplumu ya da uzay çağı gibi şeyler söyleyen güdümlü iyimserler bir tarafa risk toplumu, geçiş çağı, kaygı çağı gibi esaslı tanımlar yapıldı. Ne var ki asıl olan devrenin sonunda oluşumuz. Bütün eski bilgeliklere, geleneksel öğretilere, dinlere göre insanlık çağların sonunda, ahir zamanda yaşamaktadır. Hind geleneğine göre Kali Yuga’dayız. Son çağ, demir çağı. Dharma’nın en çok bozulduğu çağ.
Dörtlü devrenin başında Satya Yuga’da Dharma’yı temsil eden ineğin dört bacağı vardır. Bu çağda ne çalma, çırpma vardır, ne sahtekarlık ne de öfke. Ancak devreler ilerledikçe bozulma artar insanların tutum ve davranışları bozularak değişime uğrar. Treta Yuga ve Dwapara Yuga’da birer bacak daha kaybolur. Kali Yuga’nın sonunda kalan son bacak da kaybolur. Bu topyekûn bir çözülüş ve dağılmadır, Dharma tamamen kaybolur. Bu son karanlık çağda anlaşmazlık, çekişme, öfke, kavga ve sefalet vardır. Burada Dharmanın yok oluşu bir sonraki devre için zemin hazırlayacak, herşeyin yok olacağı bir tufan anlamına gelmektedir. İşte bizim güya medeniyet saydığımız, endüstri, ilerleme, kalkınma, üretim ve tüketim çılgınlığı dediğimiz herşey bu devreye tesadüf etmiştir. Ne çare ki bozulmanın serhoş edici bir cezbesi vardır. Öyle olmasaydı şu çılgın ilerleme ve rekabet fikrinin, her alanda şucu bucu demeden, hepimizin iliklerimize dek nüfuz etmesini nasıl açıklayabilirdik.
Hiç kimsede ahir zamanda bulunuşun doğal bir yansıması kabul edeceğimiz sükuneti ya da tevekküle mecbur bir kaygıyı göremiyoruz, aksine, dünya-perest Batılı kültürlere yaraşır bir “son” telaşı var üzerimizde. Felaket tellalı mahiyetindeki Hollywood filmlerinden alışkın olduğumuz bir korku, telaş, acele, unutmaya çalışma ve kurtulma çabalarının karışımı bir durumdayız.
Bir tabiat farkında ahir zamanın sanki, bir de “new age” müminleri. İlki sahih ikincisi sahte bir ahval içinde olsa da. Bu new age müminleri, tahrif edilmiş astroloji ve yine tahrif edilmiş ezoterik bilgeliklerden uydurdukları bölük pörçük hakikatler ışığında büyük dönüşümün yaklaştığından, bir devrin bitmekte olduğundan, bir bilinçlenme yaşanacağından dem vuruyorlar. Tabiat da birkaç yüzyıldır yaklaşmakta olan sonun ve dönüşümün farkında, tedirginliği, soluşu bundan. Yine birkaç yüzyıldır ilerleme afyonuyla serhoşlaşan insanoğlunun endüstri ve tüketim çılgınlıyla tabiatı yıkıma uğratması gözetilirse tabiatın tedirginliği ve solgunluğunun yanına tükenişin ve insana dargınlığın eklendiğini de bileceğiz. Eskilerin çok iyi bilip, hesapladığı üzere tabiat, “son”ları ve dönüşümleri, devirlerinin kavşak noktalarını hep haber verir. Yerkürenin ekseni 25 bin yıl civarında bir sürede değişim yaşar ki bu fizikî olarak dünyada fark edilir başkalaşımlara yol açar, çağlar biter yeni çağlar başlar; buzullar erir de yer yaşanır olur; buzullar kaplar her yanı yaşam solar; nice uygarlıklar batar ve unutulur binlerce yıl, ardından yeşerir bölük pörçük hatıralarla hayat mücadelesi insanın.
Evet, tabiat farkında olanın bitenin ve hep uyarıyor insanı. Müthiş yönetmen Night Shyamalan’nın “The Happening” adlı filminde nasıl etkileyici anlatılır tabiatın bu farkında oluşu, insana olan küskünlüğü ve hatta intikamı. 

Devamı: https://www.sadeimge.com/2022/12/26/ahir-zaman-toplumu-ali-faruk-yaylaci/

Bu haber toplam 167 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim