Kardeşliğin sınırları ilk insan, ilk Peygamber Hz. Adem ile başlar ve kıyametin son müminine kadar uzar. Her yönüyle fiile taalluk etmese de bu bir anlam dünyasıdır. Geçmişten geleceğe dua, ibret, örneklik akışı, umut, güven, tekrar buluşma arzusu, fiziği ve metafiziği kuşatan bu birliktelik içinde saklı.
Kardeşlik böylesine mekana giren, teraziyi ayarlayan, kalplere muhabbet veren, mekanlara ötesine taşan bir iklim.
Kardeşin kardeşe değil pusu kurması, hatasını düzeltmede, aceleci olması gerekir. Çünkü ahiret yurdunda birlikte olmak var; orada yüz yüze uzun uzun bakmak, tebessümle gözgöze gelmek var.
Kardeşliğin esrarı üzerinde, bu nedenle düşünmek elzem hale gelir. Kardeşliğin eksenini tevhid oluşturur. Tevhid aynı zamanda mülkün sahibini tanıma ve ona kulluğu kabul edip coşkuyla, muhabbetle, bir armağan olarak taşımayı gerekli kılar. Allah’ı(cc) seveni sevmekte buluşmak, bu sevgiyle hemhal olmak, tevhid ehlinin şiarı olmalı.
Yazının devamı: http://www.dunyabulteni.net/yazar/ahmet-mercan/19524/kopmaz-halkaya-tutunmak































Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.