• İstanbul 14 °C
  • Ankara 10 °C
  • İzmir 13 °C
  • Konya 7 °C
  • Sakarya 15 °C
  • Şanlıurfa 16 °C
  • Trabzon 16 °C
  • Gaziantep 13 °C
  • Bolu 9 °C
  • Bursa 11 °C

Ahmet Varol'dan: Diyar-ı Şam'ın Bayramı

Ahmet Varol'dan: Diyar-ı Şam'ın Bayramı
Bayram günlerinde medyanın Suriye'yle ilgili ana gündem maddesi Beşşar Esed'in bayram namazında imamdan önce selam verip kalkması oldu. Bazı kaynaklarda da bu namazı zaten reklam filmi çektirmek için kıldığı iddia edildi.

Lübnan'da Baas diktasıyla işbirliği içindeki unsurların onun hesabına saldırılar düzenlemeleri ve olayı bir mezhep kavgasına dönüştürmeye çalışmaları bu amaç içindir.

Mübarek Ramazan bayramında Gaziantep'in kana bulanmasının da tümüyle Türkiye'nin iç meseleleriyle ilgili olduğunu düşünürsek, Suriye'deki dikta rejiminden kaçan yüz binden fazla mülteciye kapısını açan Türkiye'ye gözdağı verme planını göremeyiz. "Sıra Türkiye'ye de gelecek" tehditleri ve "Türkiye, Suriye'yle uğraşacağına kendi iç mesesine baksın" telkinleri arka planı biraz olsun okumamıza imkân sağlayacak işaretler taşıyor.

Katil Beşşar, bayram günlerinde Ürdün'ü de rahat bırakmadı. O yüzden Ürdün'le de ciddi anlamda bir gerginlik yaşadı. Aslında Ürdün'le askerî sorunu olmadığı biliniyor. Onunla bütün sorunu yurtlarını terk etmek zorunda kalan Suriyeli mültecilere kapılarını açmasından kaynaklanıyor. Çünkü Baas rejimi Suriye vatandaşlarından mutlaka Suriye sınırları içinde kalarak ölümle, diktatör Beşşar'a mutlak teslimiyet arasında tercih yapmalarını istiyor. Böyle bir teslimiyeti reddetmeleri halinde evlerini, yurtlarını terk ederek yaşamaya devam etmelerine de razı olmak istemiyor.

Kendi sultasını koruyabilmek için yönetimi altındaki ülkeyi yerle bir edebilecek kadar insafsız davranabileceği tehditlerinde bulunmaktan çekinmeyen Beşşar zihniyeti sadece Suriye ahalisi için değil tüm bölge için bir tehdittir. Böyle bir tehdit karşısında özgürlük savaşı veren halkın yalnız bırakılması ve katillerle işbirliği konusunda ar sınırlarının iyice aşılabilmesi tüm insanlığın bir ayıbı ve utancı olarak görülmelidir.

ABD emperyalizminin Suriye konusundaki stratejisinin aslında Baas diktasına açıktan destek veren Rusya'nın stratejisiyle bir noktada buluştuğu hakkında bizim daha önce muhtelif yazılarımızda dile getirdiğimiz gerçeği şimdi gelişmeler biraz daha net bir şekilde gün yüzüne çıkarıyor. Çünkü ABD emperyalizmi Suriye'de İslâmî hareketin öne çıkmasına fırsat verecek bir değişimin siyonist işgal için risk oluşturacağını biliyor. Dolayısıyla onun "muhalefetten yana" ve "dikta rejiminin katliamlarına karşı" gibi görünen tutumu kesinlikle gerçekçi ve samimi değildir. Baas zulmünün katil uçaklarına karşı kapalı hava sahası oluşturulmasına ısrarla engel olması ve direnişçilerin eline ağır silahların ulaşmasını önlemek için sıkı bir denetim yürütmesi bu konuda gözümüzü açmalı.

23.08.2012 Yeni Akit

Bu haber toplam 583 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim