Başkasının günahı kişinin sevap hanesine yazılmaz...
Bugünlerde yaşadıklarımıza dair en anlamlı değer hükmü bu olsa gerek.
Ancak başkalarının işlediği günahlar, ayıplar üzerinden haklılığını, masumluğunu, erdemli oluşunu ispatlamak telaşesinde herkes.
Başkalarının eksikliği, yanlışı kişiye başka yanlışlar yapma hakkı vermez!
Seküler bir devlette, seküler alanda siyasal mücadelenin dili 'dini' olamaz. Dini kavramlarla maddi çıkarlar, seküler siyasal tavırlar meşrulaştırılamaz.
Hangi düzlem ve esasta siyaset yapılırsa yapılsın hiç bir eylem, hiç bir adım kul hakkını, ahlaki ilkeleri gözetmekten ve erdemlilikten beri olamaz. Müslüman olmanın olmazsa olmaz şartı 'elinden ve dilinden (dini ve inancı ne olursa olsun) herkesin emin olmasıdır.'
Müslümanlık adına çıkan yahut kendini, hareketini Müslümanlıkla özdeş gören zümre ve kişilerin birbirlerinin dillerinden, amellerinden ve de emellerinden emin olamadıkları bir süreç yaşanıyor.
'Fillerin kavgasında çimenler ezilir' sözünün en yakışıksız durduğu anlardayız. Çünkü çimenlerden önce başka şeyler örselenmekte, ezilmekte... Dillerden taşan nefret ateşi bu ülkeyi de, bu ülkenin insanlarını da yakacak bir öfkeye dönüşüyor.
Yazının devamı için: http://www.dunyabulteni.net/yazar/akif-emre/19457/siyasetin-asil-topugu































Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.