• İstanbul 18 °C
  • Ankara 21 °C

“Akif kendimize güvenmemiz gerektiğini söylüyor”

“Akif kendimize güvenmemiz gerektiğini söylüyor”

Atatürk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Felsefe ve Din Bilimleri Felsefe TarihiAnabilim Dalı Öğretim Görevlisi, araştırmacı-yazar Prof. Dr. H. Ömer Özden, TYB Gençlik Biriminin düzenlediği söyleşiye katılarak “İstiklâl Marşı ve Millî Değerler” konusunda açıklamalarda bulundu.

Türkiye Yazarlar Birliği’nin İstiklâl Marşı’nın Kabulünün 100. Yılı anısına 12.06.2021 tarihinde gerçekleştirdiği söyleşiyi Gülfem Akyıldız gerçekleştirdi.

H. Ömer Özden yaptığı konuşmada; “İstiklâl Marşı’nın yazılışının ve TBMM’de kabulünün 100. Yılının çok önemli bir dönüm noktası olduğunu düşünüyorum.  Çünkü Âkif yeniden gündeme geldi bu vesileyle. Yine bu vesileyle insanımız İstiklâlin, bağımsızlığın, vatan duygusunun hür olmanın ne almama geldiğini idrak etmiş oldu. Bu bakımdan bu yılı Mehmet Âkif ve İstiklâl Marşı yılı olarak kabul eden yüce meclisimizin bütün üyelerine teşekkürü borç biliyorum. Yine bunu gündeme getiren Türkiye Yazar Birliği Genel Merkezimizi de takdir ediyorum. Bu gündeme getirme hadisesi bir farkındalık yarattı.” dedi.

İstiklâl Marşımız baştan sona 10 kıta 41 mısralık metinde baştan sona milli ve manevi değerlerimizi anlatmaktadır diye konuşan Özden sözlerini şöyle sürdürdü:

“Mesela manevi değerlerimizden bir tanesi hemen ilk kelimesidir Korkma ! Şimdi bizi dinleyen sevgili gençler diyecekler ki bunun neresinde manevi değer var ! Bildiğiniz gibi Peygamber efendimiz de Mekke'den Medine'ye hicret ederken yanında çok değerli dostu, ona en sadık arkadaşı Hazreti Ebubekir ile arkasından gelen müşriklerden saklanmak için bir mağaraya sığınmıştır da o sırada Müşrikler de mağaranın kapısına kadar gelmişlerdir, endişelendi Hz Ebubekir. Peygamber Efendimiz demiştir ki La Tahzen !Korkma! yani onlar Allah’ın yardımıyla bizi bulamazlar. Şimdi burada da Merhum Akif ilk ünlem adeta bir titre ve kendine dön ifadesi gibi olan “Korkma” ile başlamıştır. Kendinize güvenin. Güvenmek demek kazanmanın bana göre yarısıdır. Ve bir başka manevi değer inanmak, inanın diyor. Mutlak surette kurtulacağımıza inanın diyor. Bu kurtuluşta bize sadece milletimize gönül desteği değil çünkü maddi destek neredeyse yok. Sadece milletimizin ruh dünyası değil aynı zamanda bu evreni yaratan ve bu millete İslam dinine bayraktarlığını vermiş olan Yüce Tanrıya inanın diyor. Çünkü o bizden yardımını asla esirgemeyecektir bu mücadelede. Peki bu mücadele neyin mücadelesi ? Bu mücadele doğru ile yanlışın, batıl ile Hakk’ın mücadelesidir. Dolayısıyla batılın karşısında Hak, yani Cenab-ı Allah’ın adlarından birisidir Hak. Hak, hakikatin doğru olanın yanında yer alacaktır. Buna da inanacağız.  Dolayısıyla burada manevi manada en önemli hususlardan bir tanesi bizim güzel dinimize inancımızın bize verdiği imanın vatanın  kurtuluşunda da yanımızda olacağını o gücün de bizatihi yaratıcı olduğunu sakın aklınızdan çıkarmayın diyor. Ve tabii ki psikolojik İstiklal Marşımız baştan aşağı milli değerlerimizle doludur dedik. Mesela vatan duygusu. Çünkü  burada savunulan husus vatandır. Malum, vatan söz konusu olduğunda her şey teferruattan ibaret kalıyor. Asıl olan vatandır. Çünkü vatanı olmayanı inancı da elinden gider, inancının gereği olan kulluk duygusu da elden gider. İbadetlerini yapması da elden gider. Dolayısıyla bu aynı zamanda bir dini husustur. Yine peygamber efendimiz vatan aşkı, sevgisi imandandır diyor. Hubbu'l-vatan mine'l-iman. Dolayısıyla burada hem milli hem de manevi değer olarak vatanın savunulması söz konusu. İşte bu savunmayı en iyi şekilde yapabilmek için merhum Âkif bize kendimize güvenmemiz gerektiğini söylüyor. . Mehmet Âkif bütün Türk milletinin Vatanına olan sevdasını adeta kendi bünyesinde kendi varlığında kendi kalbinde ve kendi aklında toplamış ve o topladığı duyguları adeta Türk milletinin bir güzide temsilcisi olarak ifade etmiştir.”

istiklallogo.jpg

“İstiklâl Marşının sadece Mehmet Âkif'in dilinden, kaleminden, gönlünden dökülenler değildir; milletimizin duygularının onun kalemin de vücut bulmuş şeklidir İstiklâl Marşı'mız.” “diye konuşan Prof. Dr. H. Ömer Özden  “Dolayısıyla İstiklâl Marşı bütün bu milletin bütün bu Türk milletinin sadece Anadolu'daki Türk milletinin de değil bir zaman 150 milyon diyorduk ama şimdi 200 milyona belki 250 milyonu çoktan açmıştır doğduğumuz tarih sahnesine çıktığımız Atayurt topraklarından tutun Adriyatik Denizi'nin kıyılarına kadar Avrupa'nın en batısına kadar ve Çin Seddi'ni hatta Çin içerisindeki belli özerk bölgeleri de dahil edecek olursak güneyde Kıbrıs, Türkmeneli yani Halep, Kerkük, Şam, Azerbaycan , Balkanlar , Orta Avrupa derken dünyanın her tarafına dağılmış olan milletimizin adeta hepsinin birden gönlünden kopan duygulardır. Türk milleti İstiklâle vurgundur, aşıktır. Bunu bütün tarih boyunca görmemiz mümkün. Mehmet Âkif kişilik olarak bir abide şahsiyettir.”

Konuşmasında gençlere de seslenerek şunları söyledi:

“Gençlerimiz birer pırlantasınız. Birer cevhersiniz, mücevhersiniz. Sizler yeterince ve aşk ile çalıştığınız zaman medeniyetin asıl anlamına ulaşacağını düşünüyorum. Çünkü medeniyet demek şehirleşmek demek. Şehirleşmek demek bayağı ya da kaba duygulardan kurtulup, ince estetik duygularla donanmak demek. Donanımlı olmak demek. Türk gençliğinin bunun yapabilecek kudrette olduğunu biliyorum. O asaleti var. Fakat bizim 2 tane noksanımız var. Birisi kendimize olan güven noksanlığımız diğeri de çalışmaya fazla meyilli olmayışımız. Ben Ömer Özden olarak diyorum ki; sevgili gençler hepinizin kendinize geçmişten örnekler alarak bir güven duygusu geliştirmeniz lazım. Güvendiğiniz takdirde kendinize yapabileceğinize inancınız tamamlanacaktır. Ben yapabilirim, biz yapabiliriz dediğiniz zaman bu işlerin olacağını düşünüyorum. Bugün medeniyeti temsil eden Batı toplumları insanları imha edecek silahlar yapıyorlar değil uyguluyorlar, toplu imhalar yapıyorlar. İnsanlığın anlamını yitirmesine yol açıyorlar. Eğer biz medeniyeti yeniden kuracak olursak biz imha edici yok edici değil yaşatıcı işler yapacağız. Evet silahsız, ordusuz devlet elbette olmaz. Ama onu doğru yerde kullanmak, masum insanları yok etmek için değil. İşte sözgelimi bugün İsrail’de Filistinliler bu kitle imha silahlarıyla adeta imha ediliyorlar. Yine güneyimizde Suriye’nin yaptığı toplu imhalar var ve yine güneyimizde terör örgütünün öğretmen demeden, çocuk, aile, genç demeden insanlarımıza batılıların yaptığı silahları çevirerek sıktıklarını görüyoruz. 2016 yılında bu ülkede yetişen ama birtakım vatan hainlerinin güdümüne girmiş olan, bu devletin maaşını almış olan, bu devletin beslemiş olduğu askerlerin, generallerin savaş uçakları , silahları Türk milletinin üzerine doğrultup bir gecede 250 vatandaşımızı şehit ettiklerini görüyoruz. Bin yaralı, gazi geriye bıraktılar. Fetö’den söz ediyorum. Bunlar medeniyetin imha edici boyutlarındalar. Biz ise medeniyeti kendi raylarına oturtacağız, kendi yatağında göreceğiz ve insanlığı daha insanca yaşamak ve yaşatmak için, bilimi insanlığın faydasına kullanmak için öğreneceğiz. Böylece Türk medeniyeti Türk milletinin kurduğu medeniyet Mehmet Âkif’in tek dişi kalmış canavar diye nitelediği batı medeniyetini üstünde insani amaçlar uğruna çabalayan bir medeniyete dönüşmüş olacak. Bu bakımdan sizlerden benim bir büyüğünüz olarak istirhamım, ricam, isteğim kendinize güvenip çok çalışmanız ve bu çalışmanızın neticesinde de ülkemizi muasır medeniyetlerin üzerine çıkarmanızdır.”

Gülfem Akyıldız – Mahmut Erdemir

Bu haber toplam 393 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim