• İstanbul 16 °C
  • Ankara 14 °C
  • İzmir 17 °C
  • Konya 11 °C
  • Sakarya 15 °C
  • Şanlıurfa 18 °C
  • Trabzon 19 °C
  • Gaziantep 12 °C
  • Bolu 10 °C
  • Bursa 16 °C

Akıntıya karşı duran Müslüman'ın saati

Akıntıya karşı duran Müslüman'ın saati
Mustafa Kutlu'nun Yeni Şafak Gazetesi’nde haftalık olarak yayınlanmış yazılarını bir araya getiren Akıntıya Karşı, Dergâh Yayınları tarafından basılmış ve okuyucuya sunulmuş.

Kitabın “Sunuş” kısmı son derece etkileyici bir göçmen yazısı olarak kaleme alınmış. Sadece bu yazı dahi okuyucuyu yüreğinin tam ortasından vurmayı başarıyor. Öyle ki günümüzün en büyük derdi haline gelen yasa dışı göç, düzensiz göçmen, mülteci, sığınmacı sorunu ya da artık ne derseniz deyin bir kez daha hafızalarımıza acı anılarla dolu insanları getiriyor.

“Sunuş” bölümünde Avrupalı liderlere yokluğu, sefaleti anlatan mektuptaki tek cümle her şeyi açıklıyor sanırım: "Bize en azından hayvan hakları kadar hak tanıyın..."

Bu talebin ve yalvarma eşiğine gelmiş bu çığlığın sahipleri mi yoksa muhatapları mı suçlu ona karar vermek gerekiyor. Verilecek karar inanın ki insanlığın önünü açacak, kutsal değerlere yaklaştıracak ve insanın var oluşunun sırrını fark etmesini sağlayacak bir karar olacak. İnsanlığın kendisine gelmesi için ilahi bir ışığı görmek, bazen bir peygamber sözünü ve bazen de kuyudan seslenen ve az sonra ölecek bir garibin sesini duymak gerekiyor. Hidayet ışığının hep bir musibete borçlu kalması acı değil mi? Rutinden çıkmadan, kötüyü görmeden ve tehlikeye düşmeden iyi olmak mümkün değil mi? Yazar bunu Âmentü'ye inanmak olarak formülize ediyor ki biz ona “İslâm” diyelim.

Mustafa Kutlu, Yunus Emre'nin, “Ne varlığa sevinirim / Ne yokluğa yerinirim” dizelerini başlık yaptığı yazısında eskiyi aramanın ve özlemenin hafife alınacak bir “nostaljiseverlikle” izah edilemeyeceğini belirtiyor. Yazar, o yılların gerçekten iyi olduğunu, gerçekten bir ruhaniyetinin olduğunu savunuyor. Suç oranı, şehirleşme, salgın gibi unsurlarla da zenginleştirdiği yazısını yine akıntıya karşı çıkmayı önererek sonlandırıyor.

Yazılarda genel olarak eski yaşam biçimi temelli bir özlem havası var. Birçok yazısında bu özlemi hissediyoruz. Ancak yazar, bunun izahını organik yaşamla yapıyor. Bazen görmediğimiz, geçirmediğimiz zamanlara hiç bilmesek de özlem duyarız ya yazarın özlemi bunun dışında bir özlem. Çünkü daha rasyonel ve gerçeklikten kopmadan, yaşanmışlıkları da katarak “nostalji” dediğimiz eski zaman hatıralarından bahsediyor.

Devamı: https://www.dunyabizim.com/akintiya-karsi-duran-musluman-in-saati-makale,2320.html

Bu haber toplam 328 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
  • Yavuz Bülent Bakiler, son yolculuğuna uğurlandı30 Eylül 2025 Salı 08:37
  • Güz Sonatı29 Eylül 2025 Pazartesi 13:14
  • Fatma Gülşen Koçak Hz Hatice’yi Anlattı23 Eylül 2025 Salı 11:20
  • Bursa: Şiir Şehir17 Eylül 2025 Çarşamba 12:09
  • Selim Cerrah Cihannüma Genel Başkanı oldu16 Eylül 2025 Salı 13:43
  • Genç Birikim dergisinin Eylül 2025 (279'uncu) sayısı çıktı.15 Eylül 2025 Pazartesi 11:47
  • Kaybettiğimiz Meçhul; Kendimiz11 Eylül 2025 Perşembe 14:21
  • Yaşayan Dil-Yaşatan Dil11 Eylül 2025 Perşembe 12:08
  • Modern Dünya İnsanın Hikayesi: Yokuşa Akan Sular10 Eylül 2025 Çarşamba 13:39
  • Şiir Ezber mi Bozacak Rahatsız mı Edecek?08 Eylül 2025 Pazartesi 10:43
  • Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
    Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim