O, bazı kimselerin dediği gibi gerçekten “Artin Kemal” midir? Millî Mücadele’ye neden, niçin, ne şekilde muhalefet etmiş ve İstanbul’da yakalanıp Ankara’ya götürülürken İzmit’te nasıl linç edilmiştir? Bu “linç” olayı bir tertip midir, yoksa hakikaten Nureddin Paşa’nın tedbirsizliğinden mi doğmuştur?
Bu suallere verilen cevaplar ihtilaflıdır. Mesela, Falih Rıfkı Atay’ın Çankaya’sında kaydettiğine göre “Ali Kemal parasız ölmüştür ve yabancı uşaklığı edecek bir mizaçta değildir. Ali Kemal bir tanzimatçıdır; ne istiklalci ne de milliyetçidir. Fakat huyu, suyu, ahlâkı, üslûbu ile zamanın tam ‘milli’si, o günkü cemiyetin yetiştirdiği normal bir insan tipi”dir. Ve yine mesela, Sadi Borak’a göre “Ali Kemal’in Millî Mücadele’ye muhalefet edişini objektif bir gözle takip ettiğimiz zaman Ali Kemal’i bu muhalefetinde haklı ve samimi gösterecek sebepler bulabiliriz. Ali Kemal, şahsen harp aleyhtarıdır. Millî Kurtuluş Savaşı’nı Anadolu’ya geçmiş İttihatçıların sevk ve idare ettiği, hatta Mustafa Kemal’in de İttihatçı olduğu kanaatindedir. Nitekim I. Büyük Millet Meclisi’nde mühim bir İttihatçı grubu vardır. Ali Kemal, Türkiye’nin içine düştüğü çukurdan Osmanlı hükümetinin siyaset yolu ile kurtulacağına inanmaktadır. I. Dünya Savaşı’ndan mağlup çıkmış, elinden silahı ve cephanesi alınmış, askeri terhis edilmiş Türkiye’nin, harp gücüne sahip olduğuna asla inanmamaktadır. Bu şartlar altında müttefiklere karşı silahlı bir mücadeleye geçmenin imkânsızlığına ve bunun Türkiye’nin başına daha büyük gaileler açacağına samimi olarak inanmıştır. Ve Ali Kemal bu muhalefetinde yalnız değildir. O devrede Millî Mücadele’nin başarıya ulaşacağına inanmayan çoktur. Yurdun birçok aydınları yanında birçok kalem sahipleri de bu mücadelenin zararına inanmışlardır.”
Devamı: https://www.dunyabizim.com/mercek-alti/ali-kemal-mi-artin-kemal-mi-h45618.html
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.