• İstanbul 18 °C
  • Ankara 20 °C

Andımız manivelası!

D. Mehmet DOĞAN

Bir “andımız” tantanasıdır gidiyor!

Andımız yoksa Türklük yokmuş!

“Andımız” 1930’larda uydurulmuş ideolojik bir yemindir; laikçidir, fakat Atatürk’ü ilahlaştırır. Dolayısıyla aynı zamanda “dinî” bir tarafı vardır.

Çünkü o zamanların kavlince Türk’ün dini kemalizmdir!

Kemalizmi dini olarak bilene engel yok, andını gece gündüz vird etsin!

Danıştay idarenin andımızı kaldırma kararını uygun bulmuş. Yani idarenin bu tasarrufunu iptal etmemiş.

Hemen bir sun’i fırtına estiriliyor.

Buna denir bir bardak değil, bir damla suda tsunami!

Neredeyse on yıllık mesele, şimdi neden gündeme dahil ediliyor ve alabildiğine köpürtülüyor?

Bu soruya cevap vermeden konu sâlim kafayla değerlendirilemez.

Mesele siyasidir! Türkiye’de siyasete yön vermek isteyen mihraklar, “nereden ne buluruz”un arayışındadır.

Bunlar nasıl nifak çıkarılırın kitabını yazmışlardır. Bir manivela bulunup, yer yerinden oynatılacaktır.

Burada hedef, doğrudan bugünkü hükümet değil, cumhur ittifakının diğer partisi MHP.

MHP’de hem de kurultay öncesi bir çatlak meydana getirmek, asıl gözetilen bu.

Fakat Devlet Bahçeli oyunun farkında.

Danıştay bayram değil, seyran değil, neden bu “andımız” kararını açıkladı? Şöyle de sorulmalı: Hangi güç, neden tam da bu sırada açıklattı?

Ferasetli olmak lâzım. Bu andımız meselesini köpürtenler kim? Dikkatle takip etmek lâzım. Onları bilir ve tanırsak, meselenin mahiyeti açıklığa kavuşur. Şimdi onlar, kopardıkları sun’i fırtınada savrulacakları perde arkasından gözlemekle meşguller. Bu oyunu bozacak akla, fikre sahip olanlar elbette çoğunluktadır.

Andımız olmazsa Türk olamayacağına inananlar olabilir. İnançlara karışılmaz. Herkes inancı üzere haşrolur.

1930’dan önce Türk değil de ne idik?

Böyle andlı, yeminli Türklükten hayır gelmez.

Andımız, ses bayrağımız bellidir: İstiklâl Marşı!

İttifakımız, mutabakatımız İstiklâl Marşı’ndadır.

İstiklâl Marşı’nı yüksek sesle okuyup

Hakkıdır Hakka tapan milletimin istiklâl!

diye bitiren bir zihin, anda-manda ihtiyaç duymaz.

Andımızın mucidi kim?

Reşit Galip! Sonu ne oldu Reşit Galib’in?

Maarif vekilliğinden azledildi. Cenazesine devletliler katılmadı!

Demek ki bu kadar tabasbusa rağmen o dahi yaranamadı!

Bu yazı toplam 414 defa okunmuştur.
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim