• İstanbul 14 °C
  • Ankara 21 °C

Asım Gültekin’i neden sevdik?

Asım Gültekin’i neden sevdik?
Biz hikayeciler, şairler ve yazarlar Asım Gültekin’i neden sevdik? Bu soru Akif Emre ve İrfan Çiftçi için de sorulabilir. Fakat öncelik Asım Gültekin’de olduğu için soruya onun üzerinden cevap arayacağım.

Asım Gültekin onu tanıyanların, ardından konuşan ve yazanların ifade ve tekrar ettikleri gibi dergi, kitap, sohbet, genç yetenekleri keşfetme, yetiştirme, bir araya getirme, işe koşma bakımından tam bir ‘vakıf insan’ idi. Kendini bu işlere adamıştı. Benim anladığım kadarıyla Asım bu hasleti merhum Cahit Zarifoğlu’ndan tevarüs etti. Cahit Zarifoğlu’nun, gençlerin okumaya, yazmaya teşvik etmekle yetinmeyip yazdıklarını mektuplarla tek tek cevap vermesi, yetenekli bulduklarını yüreklendirip derginin sayfalarında yer açması, iz sürmesini bilen Asım’a da bir açılım oldu. Asım buna uygun bir iş ile iştigal ediyordu: Öğretmenlik.

Muhtemelen Asım’ı bu anlamda yetiştiren öğretmenlerinin de tesiri vardır. Zaten öğretmenlik sınıfla ve sadece dersine girilen talebelerle sınırlı bir şey değildir. Hatta öğretmenlik sınıftan çıkınca başlar ve öğrenmeye açık her yaştan talebeyi içine alır.

İnsan yetiştirmenin ne kadar önemli olduğunu biz zaten Mus’ab b. Umeyr’den bilmiyor muyduk Asım gibi? Biz bu kasetlerle yetişmemiş miydik? İşte Anadolu, talebeleriyle istikbali ellerimize bırakıyordu.

Asım Gültekin bu hususu erken keşfetmişti. Yabancılaşmak bize edebiyat-sanat vasıtası ile gelmişti. Yine bu vasıtalarla aslımıza dönebilirdik. İyi okur olmak bunun ilacı idi. Asım’ın da bu hususta hareket noktası; öncülerimizi tanımak, okumak, metodunu takip etmek oldu. Kitaplar, dergiler, bant tiyatroları, radyolar, konferanslar, imza günleri elimizdeki imkanlar idi. Asım Gültekin nasıl bu vasıtalarla yetişmiş ise yine aynı yolu izleyecekti.

Okumak, yazmanın şartı ve iyi okuyucu aynı zamanda gizli bir yazar-şair olduğu için Asım bir taraftan yazma eylemine geçerken diğer yandan yazdırma eylemine de destek verdi.

İlk kalem ürünleri dışında Asım Gültekin neler yazdı sorusu bizim için çok önemli. Çünkü yazının girişindeki sorunun cevabı bununla ilgili.

İlk kalem ürünleri içinde mutlaka şiir vardır, hikaye denemeleri de yapmıştır. Ancak Asım Gültekin’in kendini yetiştirip işe koyulduktan sonra yazdıklarına bakılırsa onun sanat metninden (öykü, şiir) uzak durduğunu ve deneme, eleştiri, haber-yorum, okuma notları, dil yazıları ve mizah gibi düşünce yönü ağır basan yazılar yazdığını göreceksiniz. İşte biz hikayeciler, şairler Asım Gültekin’i bundan dolayı sevdik. Çünkü bizim uhdemize (mülkiyetimize) aldığımız, iddialı olduğumuz sahalarda kalem oynatıp bizimle yarışa girmedi. Hikaye öyle değil böyle yazılır; bu yayınlanan/yazılanlar da şiir mi, bakın şiir dediğin budur, böyle yazılır; anlamlarına gelen sanat iddiası olsaydı; işin doğası gereği bazı yazar ve şairlere (poetika anlayışına, sanat tutumuna) daha yakın duracak, bazılarına da mesafeli olacaktı. Yakın durduğu sanat anlayışını övecek, uzak durduğuna burun kıvıracaktı. Sanattaki kıskançlıkları, bir şemsiye altına girmeden sanat alanında tebarüz etmenin zorluğu gibi hususları da buna ekleyiniz. İşte o zaman Asım Gültekin bugünkü Asım olmayacaktı.

Devamı: https://www.dunyabizim.com/asim-gultekini-neden-sevdik-makale,1881.html

Bu haber toplam 389 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim