On gün boyunca bulunduğum Makedonya ve Kosova’da evlad-ı fatihanı, Fatih Sultan Mehmed’i ve Yahya Kemal’i düşündüm. Bir de büyük, güzel, yeşil, yemyeşil coğrafyamızı…
Hemen söylemeliyim: Cihan devletimiz Osmanlı’nın Balkanlardan ve Ortadoğu’dan çekilmesiyle başladı başımıza gelen her neyse. Can çekişme ondan sonra başladı. Şimdi adam gibi bir ülkemiz ve adam gibi bir “Türkiye davamız” olsa Balkanlar da huzura kavuşurdu, söylemekte hiçbir sakınca yok, bir “Filistin sorunu”muz da olmazdı.
Can-ı gönülden “Türkiye sevgisi imandandır” diyeceğimiz zamanları yaşıyoruz.
Makedonya ve Kosova yaşanmış onca şeye, onlarca ayrılık yıllarına rağmen hala Türk yurdu. Orada bunu iliklerinize kadar hissediyorsunuz.
Üsküp yolculuğunda bu sefer Yahya Kemal’in şiirleri yanımdaydı. Yahya Kemal’in mısraları dolandı durdu dilimde ve zihnimde. Üsküp sokaklarında dolaşırken, beş yüz seneden fazla Türk hâkimiyeti altında kalmış olan bu şehrin yetiştirdiği büyük şairi hatırlamamanın imkânı var mı?
“Üsküp ki Şar-dağında devamıydı Bursa’nın” diye tarif ettiği bu şehirde kendinizi gerçekten de Bursa’nın veya Edirne’nin eski mahallelerinde gibi hissediyorsunuz.
Yazının devamı için: http://www.milatgazetesi.com/Balkanlar-canimiz/50750#.UrfyqdJdWSo































Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.