• İstanbul 16 °C
  • Ankara 13 °C
  • İzmir 15 °C
  • Konya 8 °C
  • Sakarya 14 °C
  • Şanlıurfa 16 °C
  • Trabzon 16 °C
  • Gaziantep 11 °C
  • Bolu 9 °C
  • Bursa 15 °C

Bekir Fuat'tan: Tarihin gücünü duymak

Bekir Fuat'tan: Tarihin gücünü duymak
Geçtiğimiz hafta Türkiye’de yaşamanın anlamı üzerine bir değerlendirmede bulunmuştum. Türkiye derken, coğrafî bir terimi kastetmiyoruz.

Kafkasya’dan Balkanlar’a…

İslâm’ın, İslâm dünyasının çekim merkezi, ağırlık merkezi bu topraklar. Çünkü onbirinci yüzyıldan itibaren İslâm medeniyetinin her türlü ağırlığını bu millet taşımıştır. Sadece siyasî açıdan değil, medeniyetin diğer alanlarında da bu böyle olmuştur. İlk Haçlı seferleri Kudüs’ün kaybıyla neticelenmişti. Onüçüncü yüzyıldan sonra da beş Haçlı seferi düzenlendi. Hedef, yine Kudüs’tü. Haçlıları daha çıkış noktalarında; Kosova’da, Niğbolu’da, Mohaç’ta bozguna uğratan bu toprakların imanıydı. Bu sayede İslâm dünyası ve Kudüs rahat nefes aldı. Şöyle geriye dönüp baktığımızda İslâm dünyasının merkezinde bugün olduğu gibi yine Türkiye’nin olduğunu görürüz. Hâlihazırda İslâm dünyasının istinatgâhının da bu topraklar olduğunu görürüz. Bediüzzaman Said Nursi’nin bir sözü var: “Ben Mekke’de doğsaydım bile İslâm’a hizmet için yine Anadolu’ya gelirdim.” Mekke’de doğsaydım bile İslâm’a hizmet için yine Anadolu’ya gelirdim… Anadolu böyle bir yer. Evet, mayanın çalındığı yerdir bu topraklar.

Bu toprakların böyle bir farklılığı var. Bu topraklar, Kafkasya’dan Balkanlar’a, Kırım’dan Orta Asya’ya kadar geniş bir coğrafyadan yayılan zulümden kaçan ve emin belde arayan milyonları; renklerine, dillerine soylarına bakmaksızın bağrına basan, onlara kucak açan yerdir. Bu toprakların Müslümanlara çağrısı eski dönemlerde kalmış değildir. Halepçe’de katliamdan kaçan kardeşlerimiz de bu emin beldede güvenlik içindedir, Suriye’den gelen kardeşlerimiz de…

İttihâd-ı İslâm rüyamız

Türkiye’yi, İslâm coğrafyasından ayrı düşünemeyiz. Dünya Müslümanlarının derdiyle dertlenmek, İttihâd-ı İslâm yolunda gayret etmek, onun heyecanlarını paylaşmak elbette hakkımız ve vazifemiz. Ancak bunun için en başta yapılması gereken bulunduğumuz “yeri” fark etmek, sonra adım adım ilerlemek. Yeni bir medeniyet tasavvuruyla dünyanın huzuruna çıkmaktır. Türkiye’nin geçmişte olduğu gibi, temsil ettiği ve edeceği tüm değerlerle ve bu değerler coğrafyasıyla yeni bir medeniyet başarısına ulaşması mümkündür. Ve bu kaçınılmazdır. Tarihimizde İttihâd-ı İslâm, yaşanılan bir gerçeklik olarak bu coğrafyada merkezî bir role sahipti. Tarih bize, o geçmiş ile buluşmanın bu coğrafyada mümkün olacağını söylüyor. Dolayısıyla bizim İttihâd-ı İslâm idealimizin zeminini, Anadolu’dan yeşeren ve “iman hareketi”nden beslenen büyük çıkış oluşturacaktır. Dünya Müslümanlarının gözlerinin buraya çevrilmiş olması da sorumluluğumuzu bir kat daha arttırmaktadır.

Devam edeceğim, nasipse.

17.02.2014 Milat

Bu haber toplam 760 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim