Memleketin gündeminde ananas, elmas ve Uganda muhabbeti var. Bunların hepsi ilginç geliyor bana. Üç haftadır bu köşede yayımladığım Uganda izlenimlerimle, ananas günlerinin örtüşmesi de ayrıca ilginç geliyor. İnsan kendinden şüpheleniyor canım. Ama şunu iyice anladım artık; insan durduğu yeri, yazdıklarını, yazacaklarını sık sık kontrol etmeli, n’olur n’olmaz. Sonra şahit filan yazarlar da evin yolunu bulmak zor olabilir.
Tebessümle izliyorum.
Benim de orada geçirdiğim son üç günüm... Ama öyle bir bereket ki dostlar, anlatamam. Tropikal iklim kuşağının bereketi boylu boyunca uzanıyor. Muhabbetimize yansıyor, kalbimize yansıyor. Muz, ananas, mango, kahve, papaya ve adını sayamadığımız ağaçlar süslüyor tüm güzergâhı.
Sabahın 5’i… Yaklaşık 100 kilometre ilerledikten sonra Ekvator’u temsil eden sembolün yanına ulaşıyorum. Heyecanım dorukta. Düşünün bir ayağınız güney, bir ayağınız kuzey kutbunda. Tuhaf ve heyecan verici.
Yazınıın devamı için: http://www.milatgazetesi.com/Ugandaya-selm-muhabbete-devam/51947#.UtzTidJaiM8































Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.