Ben bunları, bu düşünceleri böyle durup dururken yolda bulmadım. Bunları bulana kadar nelerimi verdim, nelerimi kaybettim, ne kayıplar yaşadım, nelerden geçtim, tökezledim, yaralandım, kırıldım, vuruldum, süründüm.
-bütün üçüncü tekil şahıslara adanmıştır-
Hayat felsefemi bu geceden itibaren değiştirdim. İstesem de istemesem de madem anlamıyorlar beni insanlar, ben de bu andan itibaren ayrı bir nefes, ayrı bir heves, ayrı bir hayat tarzı ve düşüncesi içine gireceğim. Bu kadar, bugüne kadar çırpınmanın, didinmenin, var olma kavgası vermenin hiç mi hiçbir anlamı olmayacak?
Böyle bir görüş de nerden esti diyeceksiniz durup dururken. Elbette bir anlamı olmalı. Beğenmenin anlamadan, anlamanın beğenmeden geçtiğini bilmeyenimiz yok. Öyleyse, beğenilmek için veya anlaşılmak için çırpınmanın, savaşım vermenin, kendini yiyip bitirmenin ne anlamı var! Kaç zamandır kaybettiğim, bir türlü varamadığım, belki de bulamadığım bu yitik sevdamı buldum. Hem de bir ‘hiç’ yüzünden. Ne kadar sevinsem, daha doğrusu ne kadar bu hiç’e sevinsem azdır. Yine eski uğraşılarıma döneceğim. Düşüneceğim, okuyacağım, yazacağım, kendimle başbaşa kalacağım, kendimin olacağım, gecenin ve yalnızlığın sesini dinleyeceğim doyasıya… Sorumlulukların canı tümden cehenneme!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.