• İstanbul 18 °C
  • Ankara 23 °C

Boş Zaman Sosyolojisi Yahut Avarelik Görgüsü

Boş Zaman Sosyolojisi Yahut Avarelik Görgüsü

Modern zamanlar, kapitalist odaklı bir süreç olup baş zamanı, boşta kalmayı, boş durmayı daha doğrusu üretmemeyi her daim eleştirip insanların bir üretim sürecine dâhil olmasını bekler. Kapitalist düşünce bu bakımdan biraz da Weberyan bir tavırla Protestan bir ahlaka sahiptir. Çalışmaya bir kutsiyet arz edilir, tembellik ise yerilir. Çalışmaya eğer ki eylem hali diyeceksek bu durum aslında insan fıtratında da vardır. Çalışmak, her daim bir şeylerle iştigal olmak, bir şeyleri bir şeylere bağlamak, bağlananları çözmek, çözülmüşlere eklemeler yapmak. Eleştirilen tembellik bu çağın konfor alanlarının sağlamış olduğu bir imkân olarak anılsa da kimi zaman, çalışmaya dair bir kapının bulunmaması da bu durumun handikapları arasında sayılmaktadır. Yani kişi diyebilir ki ben aslında çalışmak istiyorum ama iş yok, fakat işin olmaması onun tembellik yapacağı anlamına da gelmez. Çünkü hareket, berekettir. Dinlenirken dahi bir eylemde bulunulabilir, bir hareket içerisinde olunabilir.

Paul Lafargue, Tembellik Hakkı adlı eserinde kapitalizmin egemen olduğu toplumlarda insanlığı inim inim inlettiğini, çeşitli yoksunluklara, eksikliklere yol açtığını, insanlığın yaşam enerjisini tüketecek kadar ileri bir boyuta taşıdığını vurgular. Geçmişten günümüze çalışmanın kutsandığını belirten Lafargue, çalışmanın idealize edilerek, bir tür mecburiyet haline dönüştürüldüğünü, kişinin çalışmasının ulusların/toplumların kalkınmışlık seviyesiyle eşdeğer tutulduğunu, bu yüzden temel ihtiyaçlar haricinde tüm vakitlerin çalışmaya aktarılmasını eleştirmektedir.

Günde 15 saate varan çalışma koşullarının, fabrikalardaki insanlık dışı uygulamaların yol açtığı sorunlar, yine fabrikalara yakın olmak için kurulan haneler ve bu hanelerin giderek çoğalması sonucu oluşan kentler, insanlığın sıkışıklık içerisinde ruhunu bulandıran yoğunluk içerisinde tek dert olarak sunulan unsurun "çalışmak" olduğunu eleştirmektedir. Aynı eserinin devamında; üretimin, çalışma koşullarının gittikçe artması neticesinde herhangi bir gelişmenin sağlanmaması, aksine insanın insanlığından giderek uzaklaştığını belirterek tembellik hakkının insanlığın birincil hakkı olduğunu ve kapitalist sürecin boyunduruğundan ancak ve ancak bu tembellik hakkının yaygınlaşmasıyla kurtulmanın mümkün olacağını belirtir.

Tembellik hakkı yahut boş zamanın değerlendirilmesi insanlığın üretim süreçlerindeki en önemli vakitlerdir. Bu zamanlarda düşün ve sanat alanlarında önemli çalışmalara imza atılır. Bu zamanlarda insanlık kendini keşfeder ve yetilerini, duygu ve düşüncelerini, gereklilik ve fazlalıklarının farkına varır. Kendiyle kalır. Bu zamanlar, işte, çalışma dışında kendi olarak bir hareket alanı, bir eylem durumu gerçekleştirdiği anlardır. İnsanlık en çok bu zamanlarda kendi olabilmektedir. Dolayısıyla da bu zamanların değerinin bilinerek kullanılması büyük önem arz etmektedir.

Devamı: https://www.kitaphaber.com.tr/bos-zaman-sosyolojisi-yahut-avarelik-gorgusu-k4874.html

Bu haber toplam 227 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim