Osmanlı Devleti’nin son dönemlerinde yıkılmayı engellemek ve Batı’ya öykünmek adına çok önemli faaliyetler gerçekleştirilmiştir. Bu faaliyetlerin başında ise eğitim gelmektedir. Devletin geri kaldığının düşünülmesi, bunun da ancak Batı tipi eğitim kurumlarıyla aşılacağına inanılması ve her şeyden önemlisi bu düşünceyi hayata geçirmeye çabalayan devlet adamlarının hükümette yer alması, eğitimdeki değişimleri kaçınılmaz kılmıştır. Bu sebeple devletin son yüzyılında, İstanbul başta olmak üzere, ülkenin birçok yerinde çok sayıda yabancı okul açılmıştır. Bu yabancı okullarda okuyan öğrencilerin önemli bir kısmı da yukarda bahsettiğim devlet adamlarının çocukları olmuştur, daha çok.
Galatasaray Mekteb-i Sultanisi de bu okullardan birisidir. Bu okulun temeli, 1867’de yurt dışı gezisi esnasında Paris’e giden Sultan Abdülaziz’in, buradaki eğitim sistemini gördükten sonra İstanbul’da Türkçe ve Fransızca eğitim verebilecek bir mektebin açılması fikrinin hayata geçilmesiyle atılmıştır.
Bu tarz kurumlar hakkında, resmi tarihler dışında, anılar üzerinden okuma yapmanın- eğer yazarı ön yargılı değilse- daha verimli olduğunu düşünürüm. Yakın zamanda da bu okulda okuyan bir öğrencinin anıları yayımlandı: Galatasaray Mekteb-i Sultanisi, Resneli Bulgar Bir Talebenin Hatıraları 1879-1898. Kitabın yazarı Sımeon Trayçev Radev. Kitabı çeviren Georgı P. Kostandov. Kitap, Kronik Yayınları arasından çıktı.
Devamı: https://www.dunyabizim.com/kitap/bulgar-bir-talebenin-gozunden-mekteb-i-sultani-h30100.html
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.