7 Şubat bir darbe girişimiydi. 17 Aralık da bir darbe girişimi gibi görünüyor. Bu çok açık biçimde Emniyet-Yargı cuntasının sivil ve seçilmiş hükümete yönelik bir darbe operasyonudur. Halkbank'a operasyon emrinin ise doğrudan yurtdışındaki bir istihbarat örgütünden geldiği hissi herkesin aklına çoktan yer etti. Aslında diğer dosyalar da Halkbank operasyonunu kamufle etmek için ortaya konmuştur.
Eğer dış istihbarat örgütünden talimat alıp casusluk ve vatana ihanet yapılıyorsa, bu çok açık bir suçtur. Devletin içinde yer etmiş bir cunta yabancı istihbarat kurumlarına taşeronluk yapmaktadır. Organize bir suç örgütü ile karşı karşıyayız. Hepsi birbirine bağlı. Beyin takımı 30 kişi ama zincir ve hücre modeliyle yüzlerce kişi var. İşte Emniyet'te bu yapıdan kalan parçaların neler yaptığını hep birlikte görüyoruz
Aslında hükümete yönelik bu darbe girişiminin ilk tarihi 7 Şubat hadisesidir. Operasyonun startını cuntanın en şahin isimleri vermiştir. Bu kişiler Başbkan Erdoğan'ı, MİT Müsteşarı Hakan Fidan'ı ve bazı bakanları kendilerine hedef seçmişlerdir. Emniyet-yargı cuntası kendi emrindeki medyayı da istediği gibi yönetmektedir. Elbette bu cuntacı operasyonculara talimat veren yerli ve yabancı üstleri de var. Evet, altını çizerek söylüyorum, yabancı istihbaratlardan içerideki Emniyet-Yargı cuntasına olan talimatlar devletin bilgi havuzunda duruyor. Erdoğan'ın, 'Vatana ihanet içinde olanlar var' dediğini unutmayalım.
Yazının devamı için: http://yenisafak.com.tr/yazarlar/CemKucuk/cunta-operasyonu-ve-onumuzdeki-3-ay/44458































Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.