“Yıllardır çocuk başları akıyor yamacımızdan”, diye hatırlatıyor bir İsmet Özel şiiri. Hayata, siyasete bakışımı özetleyen bir mısra bu. Çocuklarımızın elinden hayat haklarını alıyorsak, geriye kalan başarılar sönükleşiyor gözümde. Çocuk, büyümeye çalışırken yetişkinliğimizi sınamaya çağıran, böylelikle bizi sorumlu olmaya zorlayan sahici soruların kaynağı.
Berkin’in ölümünün ardından yazılanlara bakıyorum: Ekmek almaya gitmiyor, polise taş atıyordu, şeklinde bir suçlama öne çıkıyor.
Çocuk oyunları ve oyuncakları, büyüklere öykünmelerin kurguları değil mi... Sadece şiddet sahneleri yer alıyorsa etraflarında ve acı çığlıkları, oyunlarını nasıl biçimlendirmelerini bekliyoruz... Oyun ne zaman suça dönüşüyor, suç ne zaman oyunu kendine ait bir araca dönüştürüyor... Çocuklara futbolu ve bilgisayar oyunlarını bile unutturacak kadar ciddi bir bildirim bu: “Ben buradayım, duymak istemesen de. Ben sana duymak istemeyeceğin bir sesle kendimi bildireceğim!”
Yazının devamı için : http://www.dunyabulteni.net/yazar/cihan-aktas/19580/berkin-icin-uzulmenin-sorulari































Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.