Şöyle ki; sorun genellikle bir şeyin paylaşılamamasından, bir konuda çözülemeyen hak iddiasından ya da...
Bir durumu, bir olguyu sorun olarak tanımlamadan önce çok dikkatli düşünmek ve değerlendirmek gerekir. Şöyle ki; sorun genellikle bir şeyin paylaşılamamasından, bir konuda çözülemeyen hak iddiasından ya da tarafların birbirinden taleplerde bulunmasından kaynaklanır.
Eğer ortada sorun olarak tanımlanan bir durum varsa, insan beyni ve devlet aklı da ‘sorun var, çözülmesi lazım’ şeklinde tetiklenir ve bu tetiklenme neticesinde sorunun nasıl çözüleceği konusunda değerlendirmeler, analizler ve hesaplamalar, yani; muhakemeler yapılır ve masaya oturularak karşılıklı müzakerelerle sorun çözülmeye, anlaşılmaya ve bir uzlaşıya varılmaya çalışılır. Masada çözülemeyen sorun ya mahkemede ya da savaş alanında çözülür. Yani, sorunun çözümü için masaya oturduğunuzda amaç; yapılacak pazarlıklar neticesinde sizin ve karşı tarafın talepleri arasında bir uzlaşıya varmaktır. Bu uzlaşı neticesinde herkes talepleri bakımından makul seviyede tatmin olur. Yani taraflardan birisi alan, diğeri veren olmaz.
Müzakere masasına oturduğunuz an, kaybettiğiniz andır
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.