Türkiye Yazarlar Birliği şeref Başkanı D. Mehmet Doğan, Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi Sağlık, Kültür ve Spor Daire Başkanlığı tarafından düzenlenen “Satır Satır İstiklal Marşı Söyleşileri" programına konuşmacı olarak katıldı.
İstiklal Marşı’nın kabulünün 100. yılı münasebetiyle 22 Haziran 2021 Salı günü gerçekleşen söyleşi KMÜ_SKS Youtube hesabı üzerinden canlı olarak yayınladı.
Akademisyenlerin yanı sıra öğrencilerin de büyük ilgi gösterdiği programda koşuşan D. Mehmet Doğan, “İstiklâl Marşı Türkiye’de herkesin bildiği, en azından ilk iki kıtasını ezberlediği bir şiirdir. Yani ilkokula adımımızı attığımız andan itibaren önce dinleyip sonra da ilk kıtasını ezberleriz. İsteyen zamanla 10 kıtasını da öğrenir, okur. Yine de derinlemesine bir bilgi, şiirin muhtevasına nüfuz konusunda çok başarılı olamayız. Çok bilinen şeylerin pek de hakkıyla bilinmediğini söylemek yanlış olmaz. Bazı basmakalıp sözlerin, ezberlerin tekrarı, böyle bir sonuca yol açar. İstiklal Marşı’nın tabii zaman için de bilmeleri, Türkiye'de dildeki ciddi değişimden ötürü hemen hatıra gelmez hale gelmiştir. Mesela, İstiklal kelimesi bunlardan biridir. İstiklal Marşı yazıldığı zaman istiklal kelimesi bizim en çok kullandığımız kelimelerden biriydi. Zaten milli mücadelenin bir diğer adı da İstiklal Savaşı, İstiklal Harbi’ dir.” dedi.
Günümüzde kelimelerin değiştiğini ancak İstiklal Marşını kelimelerinin değişmediğini ve Milli Marşımız olarak da, yüzyıldır bayrağımız gibi başımızın üstünde durduğunu ifade eden D. Mehmet Doğan sözlerini şöyle sürdürdü:
Dolayısıyla İstiklal Marşımızı bilmek, bütününü ezbere okumak, onunla kalmayıp manasına da nüfuz etmek icap ediyor. Eğer ilk kıta ilk mısralardan başlarsak, şair ilk mısrada kırmızının hâkim olduğu bir akşam vakti tablosu çizmektedir, şafak vaktidir. Birazdan gün batacak, Şimdi şafak denildiği zaman bizim hatırımıza sabah şafağı geliyor. Hâlbuki şafak kelimesinin asıl anlamı akşam günbatımı vaktidir. Birazdan gün batacaktır. Yaklaşan bir son vardır ve bizi bekleyen gecedir, karanlıktır. Ati, yani yarın karanlık görünmektedir. Şairin şiiri yazdığı zamandaki manzara budur. Akşam vaktidir. Gün batımı vaktidir. Gelecekte karanlık görünmektedir. Bu düşünce bir akşam garipliği gibi hüzünlü. Akşam vakti yani günün bitmesi, gecenin başlaması, insanlarda bir gariplik etkisi uyandırır ve buna akşam garipliği denirdi. Evet, bu gariplik insanlarda bir hüzün meydana getirir. Şair, şiirin bütününde iki şafak arasını anlatmaktadır. Günbatımının şafağından gün doğumunun şafağına doğru bir bakış düşünelim. “Korkma sönmez bu şafaklarda yüzen alsancak” yani akşam olmaktadır. Alsancak bu şafaklarda, akşam vaktinde dalgalanmaktadır ve şair “dalgalan sen de şafaklar gibi ey şanlı hilal”! der. Şair, bayrakla sancak arasında; birbirinin içine geçmiş olan sembol üzerinden konuşur.”
“Satır Satır İstiklal Marşı Söyleşileri" programında İstiklal Marşı’nın on kıtası her hafta farklı bir konukla ele alınacak. Yazar, şair ve akademisyenler tarafından her hafta bir kıtanın değerlendirileceği söyleşiler, KMÜ_SKS Youtube kanalından canlı olarak takip edilebilecek.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.