“Türkiye’de yüz yıl içinde çok şey değişti, kanunlar değişti, hatta anayasalar değişti. İstiklâl Marşı milli mutabakat metnimiz olarak değişmeden bugüne kadar geldi. Onu gelecek yüzyıllarda da bayrağımız gibi başımızın üstünde taşıyacağız.”
29 Ocak 2021 tarihinde saat: 20.00 de başlayan program vakfın YouTube sosyal medya hesabı üzerinden canlı olarak yayınlandı.
D. Mehmet Doğan yaptığı konuşmada, “Mehmet Âkif Ersoy şiirleri dışında Millî Mücadeleye vaazları ile de destek vermiştir. Anadolu’da birçok şehirde, bir çok camide konuştu, ancak en büyük tesiri yapan, yankılar uyandıran vaazı Kastamonu’da Nasrullah Camii’ndeki konuşmasıdır. Halkı Millî Mücadeleye, düşmana karşı mukavemete dâvet eden Âkif’in bu vaazı, devrinde büyük bir tesir uyandırmış, on binlerce basılıp dağıtılmış, bütün camilerde cemaate okunmuştur.” dedi.
Ankara'ya davet edilen tek şair Mehmet Âkif
Âkif’in Ankara’ya davet edilişi hakkında bilgi veren Doğan sözlerini şöyle sürdürdü:
“İstanbul’da son Osmanlı Meclisi toplanıyor. Misakımilli'yi kabul ediyor. Bundan sonra da İngilizler bir baskınla Meclisi Mebusan'ın faaliyetlerinin engelliyorlar ve bazı milletvekillerini Malta'ya götürüyorlar. İstanbul’daki meclis bu şekilde kapanınca Ankara'da yeni bir meclis toplanması fikri ağır basmaya başlıyor. Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin açılış süreci tam da bu sıralarda başlamış oluyor. Büyük Millet Meclisi 1920 yılının 23 Nisan'da açılmıştır. Hazırlıklar da neredeyse bir ay önce başlamıştır. Büyük Millet Meclisi açılmadan da Milli Mücadele bütün vatan sathında etkili mücadele haline gelmeden Mehmet Âkif Ankara'ya davet ediliyor.
Bu davetin Mustafa Kemal Paşa tarafından yapıldığını artık biliyoruz. Bunun için, İstanbul’da Trabzon mebusu Ali Şükrü Bey aracılık ediyor. Ali Şükrü Bey bir gün dergi idarehanesine geliyor. Mehmet Akif'le görüşüyor ve durumu anlatıyor. Böyle bir davet vaki olduğunu Milli Mücadele'nin manevi cephesinin kuvvetlendirilmesi için kendisini ve dergisine ihtiyaç olduğunu Mehmet Âkif e söylüyor. Mehmet Âkif hiç düşünmeden bu teklifi kabul ediyor ve bunu dergiyi birlikte çıkardıkları derginin sahibi yazı işleri müdürü Eşref Edip’e “bize ihtiyaç varmış Ankara’ya gitmemiz gerekiyor. Ali Şükrü Bey'le gideceğim sende arkadan derginin işlerini toparlarsın ve derginin başlık klişesini alır gelirsin” diyor. Bu şekilde Nisan başlarındaki bu davete Mehmet Âkif icabet ediyor.”
İslâm Şairi Ankara’da
10 Nisan sabahı, Âkif’in Ali Şükrü Bey ve büyük oğlu Emin ile birlikte Üsküdar’dan Ankara’ya hareket ettiklerini belirten Doğan, “Âkif ve yanındakiler zamanın şartlarında bazı işgal bölgelerinden de geçerek 14 günde Ankara’ya ulaşmıştır. Millî Mücadele’nin manevi cephesini güçlendirme sorumluluğu Mehmet Âkif’in omuzuna yüklenen bir görev olmuştur. Mehmet Âkif’in Ankara’ya gelişi bir nevi resmî gazete olan Hakimiyet-i Milliye’de “İslâm Şairi Âkif Bey” başlığı ile haber olmuştur. Mehmet Âkif Ankara’ya İslâm Şairi olarak davet edilmiştir.” diye konuştu.
Mustafa Kemal Paşa Samsun’a çıkması için görevlendirildi
Konuşmasında, Mustafa Kemal Paşa’nın Anadolu’ya geçişine yer veren D. Mehmet Doğan, “Bu konuda, İnkılap tarihi kitaplarımız maalesef gerçeklerden tamamen uzaktır. Milli mücadeleyi adeta Mustafa Kemal Paşa'nın kendi kafasına göre Samsun'a gidip, işte laik bir cumhuriyet kuracağız falan diye başlattığını yazıyorlar. Hâlbuki, Osmanlı devleti son zamanlarında bile idari işleyiş bakımından kurallarını koruyan bir devletti. Mustafa Kemal Paşa’nın görevlendirilmesi ile ilgili bürokraside eskiden derecat derlerdi, yani çeşitli kademelerin parafları var. Görevlendirilme yazılıyor, Sadrazam imzaladıktan sonra, Padişaha geliyor. O da imzalıyor ve fermana tahvil ediyor. Fermanda, kimler gidecek, ne için gidecek, görev alanı nedir tüm bunlar yazılı. Mustafa Kemal Paşa’ya verilen yetkiler Osmanlı tarihinde hiçbir hiç bir kimseye nasip olmamıştır. ” ifadelerini kullandı.
Hakimiyeti Milliye Gazetesi'nin yayınlanma süreci, muhtevası ve “Hilafet ve Âlem-i İslâm” başlıklı yazı ile ilgili önemli bilgiler veren Doğan sözlerini şöyle sürdürdü: “Mustafa Kemal Paşa Erzurum'dan Sivas'a oradan da Ankara'ya geldikten sonra 1920 yılı Ocak ayı başında Hakimiyeti Milliye Gazetesi'ni yayımlamaya başlamıştır. Bu gazetenin 5. sayısında yayınlanan ‘Hilafet ve Alemi İslâm’ başlıklı başyazıda Mustafa Kemal Paşa Milli Mücadelenin stratejisini bize anlatıyor. Bu yazı, bizzat Kemal Paşa tarafından yazılmış olabileceği gibi, dikte sûretiyle yazdırılmış da olabilir. Diğer bir ihtimal, esas fikirler belirtilerek yazılmasının sağlanmasıdır. “Hilafet ve Âlem-i İslâm” başlıklı yazı dönemin siyasetinin anlaşılması bakımından fevkalâde önemli unsurlar ihtiva etmektedir. Hint Müslümanları Hindistan’da İngiliz sömürge yönetimine karşı Osmanlı Devletinin müdafaa ediyorlar. Hem de Avrupa da Londra da bulunan teşkilatları vasıtasıyla aynı yönde teşebbüslerde bulunuyorlar. Ve bu baş yazıda da buna temas ediliyor.”
Doğan, konuşmasının daha sonraki bölümünde İstiklal Marşı’nın yazılış sürecini anlattı ve İsiklâl Marşı’mızın yüz yıldır değişmeyen milli mutabakat metnimiz olduğunu söyledi. “Türkiye’de yüz yıl içinde çok şey değişti, kanunlar değişti, hatta anayasalar değişti. İstiklâl Marşı milli mutabakat metnimiz olarak değişmeden bugüne kadar geldi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.