• İstanbul 13 °C
  • Ankara 15 °C

Doç. Dr. Ertuğrul Karakuş: Deliorman Gülleri veya ”Saadet Apay” Bizden mi?

Doç. Dr. Ertuğrul Karakuş: Deliorman Gülleri veya ”Saadet Apay” Bizden mi?
“Gülleriyle ünlü bölgemiz neresidir? ”Bu soruya cevabınız ne olurdu?

“Bölgemiz” kelimesindeki “-miz” iyelik ekini, nereyle ilişkilendirdiğinizle alakalıdır bu soruya vereceğiniz cevap…

Sizce bu iyelik eki, sadece güzide şehrimiz Isparta’yla mı ilişkilendirilmeli?

Yoksa bu soruya verilecek en doğru cevabı bulmak için,  hem tarihî olarak daha derine, hem de coğrafî olarak daha geniş alanlara mı bakmalıyız?

Kimi yerde bir çizgiden oluşmuş, kimi yerde de dikenli tellerden örülmüş olan yapma sınırların ötesine geçmeli mi bakış açımız? Geçmemeli mi?

Ya da soruyu başka şekilde soralım: “Vardar Ovası”, “Selanik Türküsü”, “Şefo’nun Evi”, “Lofça’nın Arkası Kaya” türkülerinin kaynağı, “sun’î” sınırların ötesinde kaldığı için, bu türküler “bizim” değil mi acaba!

 

Evlerinin önü kaya

Kayadan bakarlar aya…” diye “Kaf Dağı’nın ardındaki cennet misal Güneş Ülkesi” Azerbaycan’dan seslenen nazlı türkü ile;

“Küçük İskit ülkesi” olan ve “3500 yıldır bülbüllerin Türkçe şakıdığı” nazlı Lofça’dan seslenen Kadriye Latifova’nın söylediği,

“Lofça’nın ardında kaya

Kayadan bakarlar aya…” türküsü, “sun’î” sınırların ötesinden seslendiği için “bizim” değil mi acaba!

Bu iki türkünün kardeşliğine ben bin bir yeminle şahitlik ederim… Ya siz?

Isparta’nın güllerinin “bizim” olduğu kadar; Şeki’nin, Tebriz’in, Yesi’nin, Kazan’ın, Üsküp’ün, Kalkandelen’in, Radoviş’in, Manastır’ın, Ohri’nin, Bosna’nın, Sancak’ın, İşkodra’nın, Prizren’in, Ulçin’in, Debre’nin, Filibe’nin gülleri de bizim değil mi?

Isparta’nın güllerinin “bizim” olduğu kadar; “Nazlı Budin”de Gül Baba’nın mübarek sarığına besmele ile iliştirdiği güller de bizim değil mi?

Isparta’nın güllerinin “bizim” olduğu kadar; yıllarca Mekke’ye, Medine’ye mis kokulu güllerini göndererek “Hacı” olan Eski Zağra’nın, Kazanlık’ın gülleri de bizim değil mi? Kazanlık ya! Koca Balkan eteklerindeki “gül vadisi”nde, Bulgaristan’ın kalbindeki Kazanlık… Rumeli fâtihi Lala Şâhin Paşa’nın en mübarek tepesinde “Gül’ü yâd ederek” vuslata kavuştuğu şehrimiz… (Makam türbesi hâlâ o kutlu tepeyi bekler…)

Hepsinin “bizim” olduğuna şahitlik edebilirim elhamdülillah… Ya siz?

Ya Deliorman’ın “deli” yeşilini, kurban olunası güzel Türkçeleriyle asırlardır sulayan, “Türkçe gülünün en güzel şakıyan bülbülü ben olacağım!” diye şiir yarışmalarında yarışan 7 yaşındaki Ahmet, 9 yaşındaki Mümin, 11 yaşındaki Ayşe, Kadriye… bizim değil mi? “Sun’î” sınırlar bu “Deliorman’ın gülleri”ni, “bülbülleri”ni “bizim” olmaktan çıkarır mı?

 Bizi yürek delen bir bakışla, “Munlar şımdı kaydan?(Bunlar şimdi nereden?)” diye asırları delen kadim Türkçesiyle karşılayan, Şumnu’nun Bulanık köyünden 87 yaşındaki “tarih yüzlü” Tatar Türk’ü “Saadet Apay “ şahittir “buraların bizden, bizim onlardan” olduğumuza…

Devamı: https://www.maarifinsesi.com/deliorman-gulleri-veya-saadet-apay-bizden-mi/

Bu haber toplam 229 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim