20. yüzyılda bile bu anlayışı yıkan örnekler, bir elin parmaklarını geçmez. 15. yüzyıldan itibaren üstünlüğü eline geçiren Batı dünyası, adeta “Tarihi, galipler yazar” ilkesinin izinden giderek tamamen subjektif bir tarih anlayışı geliştirmişlerdir. Bu dönemin tarihçilerine göre Avrupa’nın dışında insanlık ve medeniyet yoktur. Tarihin babaları olarak empoze edilen Homeros ve Thukydides’e dayanan bu antik Yunan anlayışı tüm olayları kendi zaviyesinden ele alan bir bakış açısına sahiptir. Bu tarih anlayışına zaman zaman itirazlar olmuşsa da Toynbee ve Spengler’a kadar bakış açısı değişmemiştir. İlk kez Toynbee ve Spengler ile Avrupa dışında da uygarlıkların kurulduğu, bu uygarlıkların kuruluş ve yükselişin ardından yıkılarak yerini yeni bir uygarlığa terk ettiği yönünde bir anlayış gelişti. Tabi ki bunu bir başlangıç olarak düşünmek gerekiyor. Çünkü Toynbee de sonuçta Avrupa’yı merkeze alan anlayıştan uzaklaşamamıştır. O’nun ileri sürdüğü düşünce daha çok “Başkaları da var” diyerek Avrupa dışındaki gerçekliği kabul etmesinden ibarettir.
Devamı: https://www.dunyabizim.com/dunyanin-tarihi-yazilabilir-mi-makale,1908.html



































Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.