• İstanbul 13 °C
  • Ankara 14 °C

Durdu Güneş: Yazarın Kendine Yabancılaşması

Durdu Güneş: Yazarın Kendine Yabancılaşması
Özellikle öykü ve roman yazarları okudukları kitaplarla birlikte eserlerini oluştururken kendi hayatlarından ve yaşadığı toplumdan beslenirler.

Bazı yazarlar sadece kendi hayat deneyimlerinden yola çıkarak eser verirler. Ama bu kaynak çok sınırlıdır. Bu nedenle bazı yazarlar kendi biyografik dünyalarındaki anlatacakları bittiğinde eser vermeyi bırakır. Bazı yazarlar ise yaşadıkları toplumdan beslenirler. Toplumdan beslenme halinde daha geniş bir alan vardır. Çünkü toplumdaki çeşitlilik ve değişkenlik oldukça fazladır.
Bazı yazarlar kendi hayatlarından ve yaşadıkları toplumdan ziyade okudukları klasiklerden etkilenerek oradaki karakteri ve olayları taklit etmeye çalışır. O klasiklerin yazarları kendi hayatlarından yola çıkarak, yaşadıkları toplum ve dönemi samimi olarak yansıttıkları için bu tür eserler bizi etkiler. Ama onların taklidi olan eserler hem beceriksizce bir tekrar olduğu için hem de gerçeklik duygusu vermediği için bizi etkileme şansı azdır.
Oğlumun ilkokula gittiği dönemlerde bana hikaye yazdığını söylemiş yazdığı hikayeyi göstermişti. Hikayeyi okuyunca karakterlerin hep yabancı isim olduğunu gördüm. Dedim ki "Senin bu isimde arkadaşın var mı yok baba dedi. Hikayede büyücüler geçiyor. "Peki hiç büyücü tanıdın mı?" dedim "hayır" dedi."Peki bunları nereden çıkardın?" dedim. “Baba Harry Potter de var ya" dedi. O sıra Harry Potter fırtınası vardı, çocukların çoğu bu kitapları okuyordu. Çocukların iç dünyasına Harry Potter kahramanları yerleşiyordu. Çocuklara okutulan kitaplar doğru seçilmediği takdirde onları nasıl kendilerine yabancılaştırdığını farkettim.
Yazar Necip Tosun TRT2 de yayınlanan Edebiyat Söyleşileri programında hikaye yazma serüveninin nasıl başladığını anlatırken bir hatırasını aktarıyor. “Rasim (Özdenören) beyi ziyaret ettim. “Rasim abi ben öykü yazıyorum.” “Oo ne kadar güzel” dedi. İki tane öykü yazdım 19-20 yaşlarında olmalıyım o sırada. Ben şöyle tahmin ettim. Rasim Özdenören öyküyü alacak, eve götürecek, okuyacak bana bir fikrini söyleyecek. Rasim Özdenören tam tersini yaptı. “Otur” dedi benim yanımda benim öykülerimi sesli şekilde okudu, bitirdi. Sonra bana döndü dedi ki, “Necip” dedi “intihar etmeyi düşünüyor musun” dedi. “Abi niye intihar edeyim, aklımın ucundan bile geçmez.” “Ya dedi bu 18-19 yaşında bunalım öyküleri yazılır mı?”dedi. “Git aşık ol, aşk öyküleri yaz dedi bu dönemde aşk öyküleri yazılır.” dedi.

Devamı: https://fikircografyasi.com/makale/yazarin-kendine-yabancilasmasi

Bu haber toplam 214 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim