İlle kalın bıyıklı olurlardı, ille de gri hırka giyerler, gömlek ille beyaz.
Altmışlı yılların "daevrimci" arkadaşları. Onların Anadolu kökenli olanları.
"Marksist literatürden" başka bir şey de okumazlardı pek, esas olarak "gazete ve dergi aydını" tabir edilen kesimdi bu.
Çay içerlerdi, sürekli çay içerlerdi, rakıyla araları yoktu, şarap marap hiç bilmezlerdi, zaten memlekette içmeye değer şarap da yoktu.
Şimdi karşımda, kalın bıyıkları, baklavalı kazağı ve elbette kısa kesilmiş saçlarıyla bir Kürt genci duruyor. Fakat faşist gazetecilerin ısrarla "Horasan yaylasının Oğuz Türkleri'nden" geldiğini söyledikleri bir Kürt genci...
Ankara'da, "Siyasal"da okuyormuş.
Lisan bilmediği için "hariciye" yolu kapalı, elbette "dahiliye'ye" yönelecek, herkes önce kaymakam sonra vali olmasını beklerken SSK'ya genel müdür olacak.
Devrimci değil, sosyaldemokrat. Belki günün birinde CHP'ye genel başkan bile yaparlar.
Yazının devamı için: http://www.sabah.com.tr/Yazarlar/ardic/2014/01/03/yariaydin































Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.