• İstanbul 15 °C
  • Ankara 9 °C
  • İzmir 17 °C
  • Konya 10 °C
  • Sakarya 13 °C
  • Şanlıurfa 17 °C
  • Trabzon 14 °C
  • Gaziantep 13 °C
  • Bolu 8 °C
  • Bursa 14 °C

Erdinç Özcan: Ada Vapuru

Erdinç Özcan: Ada Vapuru
İnsan kitaba benzemez mi peki? Son sayfasını okuyup çantasına koyduğu ve her defasında Bay Zweig dediği yazarın Bilinmeyen Bir Kadının Mektubundaki kurgu,okurun kalbinde titreme ile dokunma arasında bir bozgun alanı yaratıyordu.

51285782-2796-40bc-82d5-9a12549c4a6a.jpeg 

Bu vapuru kaçırırsam beni belki de cinnet basar

                                                                                                                                    Jazz

                                                                                                                                   İsmet Özel

                                                                       ​​​             yüreğimin aynası ikiyüzlü deniz

                                                                                                                             Lautréamont

 

Hiçbir şey bilmediği bir konuda yazmayı denemek istedi.

Yazılı olan bu metin, konuşmanın ve sözün dil olanağını yaratıp dil dışı gerçekliği temsil etmekten uzaklaşma çabasıdır.Artık kendini, çok genç ama aynı zamanda inanılmaz yaşlı hissetmeye başladı.  Ölmek üzerine yazmak gibi geldi ona.

Ada, adada yaşamak, adaya düşmek, ada vapuru, SanchoPanza’nın bir adaya vali olması gibi çağrışımları zihnindedolaştırıp durduktan sonra adada bir yaşam kurdu. Dışsal olgular zaten vardı fakat içsel olanlar için bu adayı ve ada vapurunu inşa etmişti. İnşa etmek onun en mahir olduğu bir alandı. Her gün bir saatin, ustası tarafından parçalara ayrılıpbirleştirilmesi gibi birleştirmekteydi kendini?

Bu vapura kaç kez binmişti, kurduğu adada Gogol’un eski zaman beyleri gibi hükmünü sürüp durmamış mıydı? Şimdi her şeyin bozulduğunu söyleyenler aslında eskinin mütemadiyen devam etmesini istiyorlardı. Vapurdaki insan yüzlerini huzursuzluk, bunalım, ümitsizlik ve karanlıklarından oluşan bir bekleme salonuna hapsettiği için suçluluk duygusunu yaşamı boyunca omuzlarında taşıdı. Vapurla birlikte suyun dibine gömülmek çabasına girince kendini ayıpladı. Fakat konuşmalara kulak kabartınca seslerin buna yardımcı olabileceğini kabul etti. Küfürlerle konuşanların yüzlerine bakınca S. Plath’ın babasına olan öfkesine benzer bir öfke içinde buldu kendini. Hayatındaki olumsuzluklara olan öfkesi daha baskın olduğu için yaşam ve zaman denizinden adaya, evine ve bahçesindeki çiçekleri ve ağaçları budamak için kullandığı makasın çıkardığı sesin gıcırtılarını duymak için muhayyilesine göz atar gibi gözlerini kısmıştı.Sonra neyi aradığını bilmeyen ama bir arayışın peşinde olduğunu da belli eden eskitilmiş bakışlarını dalgaların derinine bıraktı. Bu dalgaların çıkardığı seslere karışan,kaptanın boğuk sesiydi. İlk çocuğunun ismini Deniz koymuş,ikincisine gelince Derya olsun denilmiş; böylece derya ile deniz isimleri rüzgârın alıp getirdiği sözcüklerle kaptan kamarasından vapurun dalgalarla boğuşma seslerine karışmaktaydı. Soluk tenli güverte lostromosu iyi bir dinleyendi. Dinlerken onaylamaya hazır olduğunu kollarını bağlama şeklinden ve bir meydan savaşından kalan bütün düelloların anlatıcısını dinleme suskunluğundaki hâlinden anlardınız. Konuşması bitmeye yakın;

– Biz denizciler suya doğarız, dedi.

Devamı: https://www.insaniyet.net/ada-vapuru/

Bu haber toplam 572 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
  • Yavuz Bülent Bakiler, son yolculuğuna uğurlandı30 Eylül 2025 Salı 08:37
  • Güz Sonatı29 Eylül 2025 Pazartesi 13:14
  • Fatma Gülşen Koçak Hz Hatice’yi Anlattı23 Eylül 2025 Salı 11:20
  • Bursa: Şiir Şehir17 Eylül 2025 Çarşamba 12:09
  • Selim Cerrah Cihannüma Genel Başkanı oldu16 Eylül 2025 Salı 13:43
  • Genç Birikim dergisinin Eylül 2025 (279'uncu) sayısı çıktı.15 Eylül 2025 Pazartesi 11:47
  • Kaybettiğimiz Meçhul; Kendimiz11 Eylül 2025 Perşembe 14:21
  • Yaşayan Dil-Yaşatan Dil11 Eylül 2025 Perşembe 12:08
  • Modern Dünya İnsanın Hikayesi: Yokuşa Akan Sular10 Eylül 2025 Çarşamba 13:39
  • Şiir Ezber mi Bozacak Rahatsız mı Edecek?08 Eylül 2025 Pazartesi 10:43
  • Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
    Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim